Manşet

Ferdi Kadıoğlu bütün maçı aynı tempo ve aynı ritimle oynayarak, inanılmaz bir yetenek olduğunu dünya futbol pazarına adeta altın bir tepsi içinde gösterdi. 90+ bilmem kaçıncı saniyesinde kendi yarı sahasından aldığı ve driplingle rakip yarı sahasına kadar taşıyıp, Barış Yılmaz’a ‘’al da at’’ dercesine bıraktığı top ve gösterdiği olağan üstü dirilik, bu işten anlayan kişilerin gözünden kaçmamıştır. Bu maçın en büyük keyfi ve kazancı Ferdi Kadıoğlu’nu izlemek oldu. Gerisi ilahi tesadüflerin belirlediği metafizik bir maç oldu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kayseri'deki olaylar hakkında konuştu: “Kayseri’de, rezil bir taciz vakası üzerinden kaos planı tezgahlandı. Bu oyunun ikinci perdesiyse, Suriye’nin kuzeyinde sahnelendi. Irkçı vandallığa boyun eğmeyeceğimizin altını çizerek söylemek istiyorum: Mazlumlara uzanan elleri kırmasını biliriz.”

Suriye’nin kuzeyinde Türkiye’nin kontrolündeki kamu binalarına saldırılar yapılması ve Türk bayraklarının yakılması sonrası Gaziantep, Hatay, Kilis, Konya, Kayseri, İstanbul, Bursa gibi illerde Türk bayraklarıyla sokaklara çıkan gruplar, Suriyelilere saldırdı. Bıçakla yaralanan Suriyelilerin olduğu saldırılarda bazı dükkanlar ve araçlar tahrip edildi. Olaylarla ilgili 474 kişi gözaltına alındı. Yerlikaya, gözaltına alınanlardan 285’inin göçmen kaçakçılığı, cinsel taciz, uyuşturucu, yağma, hırsızlık gibi suçlardan adli kaydı olduğunu açıkladı.

Sinan Ateş cinayeti davasında bugün kalan 12 sanık dinlendi. Davanın tutuklu sanığı MHP milletvekili adayı da olan avukat Serdar Öktem: "Savcı olayı camiaya yıkmak için soruşturma yaptı." Sanık Ülkü Ocakları eski yöneticisi Emre Yüksel: "Uzun yolda daha iyi olduğu için Ülkü Ocakları'na tahsisli araçla yola çıktık." Tartışma gerekçesiyle mahkeme başkanının, Ayşe Ateş'in avukatını dışarı çıkarma talimatını uygulamayan kolluk görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunulacak. Duruşma yarın avukatların dinlenmesiyle devam edecek.

2 Temmuz 1993’de Sivas’ta Madımak Oteli’nde bulunan katliamın tanığı eski Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Ali Balkız: "Kayseri'den toplum polisi geldi. Otelin içine uzun boylu biri girdi. Biz kahvaltı salonuna çıkan basamaktayız. Aziz Nesin’in polis koruması Mehmet Komiser'in yanına geldi. ‘Sen polis misin' diye sordu. Evet yanıtını alınca da ‘ne arıyorsun, bu Kızılbaş komünistleri korumak sana mı düşmüş' diyerek küfretti, gitti. Daha sonra içeriye birkaç polis girdi. ‘Polis var mı' diye sordu. ‘Yok' dedik. Gittiler. Daha sonra bir yüzbaşı geldi, 'asker var mı' diye sordu. 'Yok' dedik. Arkasından yangın başladı"