Amsterdam’da Türk göçünün 60. yılına vurgu yapmak amacıyla hazırlanan “Tompouce ve Baklava Arasında” sergisi sekiz metrelik ters minare yerleştirmesiyle gündeme oturdu. “Rüya” adlı eser kimileri için sanatın cesur bir yorumu iken; kimileri içinse "kutsala saygısızlık"tı, “Küratörün başörtülü olması da ortaya çıkan rezaleti meşrulaştırmıyor"du. Serginin mimarı Emin Batman ve eş küratörü Hale Albayrak ile “Rüya” üzerine konuştuk. Albayrak: “İnsanların bir kutsala zarar verilmiş ya da ihanete uğramış gibi hissetmeleri, tam da sorgulamak istediğimiz şeyin yaygınlığını ortaya koydu.”
Tam 27 yıl önce 6 Eylül’de ölen Japon yönetmen Kurosawa’nın 75 yıl önceki filmleri bugünün her kötülüğü, rezaleti sıradanlaştıran dünyasında yine güncel. Mesela “Rashomon”u yalanın bir idare, idame enstrümanına dönüştüğü bir dönemde izlemek daha da sarsıcı. Aklına savaşı, nükleeri dâhil soykırımı getiren “Ağustos’ta Rapsodi” desen gözlerimin önünde Filistin. Ölenler, savaşın bedelini ömrünce taşıyacak yaralılar, bir yudum suya, bir lokmaya hasret giden çocuklar, kadınlar, yaşlılar… Film gibi ama “film icabı” değil.
83 yaşındaki Anglikan rahip Sue Parfitt, Londra’daki Filistin’e destek gösterisinde taşıdığı pankart nedeniyle Terörizm Yasası kapsamında yeniden tutuklandı. Parfitt’in elinde, “Soykırıma karşıyım. Palestine Action’ı destekliyorum” yazılı bir pankart bulunuyordu. İngiltere, İsrail’e silah sağlayan şirketlere yönelik eylemlerle gündeme gelen Palestine Action adlı grubu yasaklamıştı.
75 yıllık bir demokratik seçim ve siyasi partiler rejiminin tepesine bir ilk dereceli mahkemenin gölgesi düştü. Bir mahkeme 75 yıllık YSK merkezli sistemin üzerine çıktı ve CHP’nin İstanbul İl Kongresi’ni iptal etti. İlk dereceli mahkeme Yüksek Seçim Kurulu’na, mağrur olma senden yüksek ben varım dedi. Meğer YSK artık o kadar da yüksek değilmiş.
44 ülkeden yüzlerce aktivisti taşıyan 50 gemilik Sumud filosu Tunus’tan Gazze’ye yelken açıyor. İsrail’in yasadışı ablukasını kırmak için demir alan bu filo, büyük insanlık ailesinin cesur bir ittifakı. Birbirine benzemeyen onlarca insan omuz omuza: İslamcı yazarlar, muhafazakar aktivistler, eşcinsel oyuncular, sosyalist vekiller, feminist çevreciler, ünlü sanatçılar, Katalanlar ve tabii ki İrlandalılar. Bu filoya katılanlar kadar isteyip de katılamayanlar da önemli. Tunus’tan yarın kalkacak olan filoyu hukuksuz bir şekilde kapatıldığı hapishane hücresinden içi giderek izleyen 84 yaşındaki Raşid Gannuşi de bunlardan biri.