Dört ay önce Merkez Bankası Başkanlığı’na atanan Naci Ağbal’ın Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile görevden alınmasına iktisatçılar tepki gösterdi. Turhan: “Ekonomik bir intihar…” Demirtaş: “Aynı şeyleri tekrar etmek istemiyorum…” Eğilmez: “Başka diyeceğim bir şey yok…” Rota: “Kitaplara konu olacak bir olumsuz hikâye…” Arzova: “Bir gün herkes 15 dakikalığına Merkez Bankası Başkanı olabilir…”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yayımladığı kararnameyle Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararına Avrupa Konseyi’nden ilk tepki geldi. 47 üyeli Konseyin Hırvat asıllı genel sekreteri Marija Pejčinović Burić, yaptığı yazı açıklamada Türkiye’nin çekilme kararı için “sarsıcı haber, büyük bir gerileme” dedi.
Nahide Opuz, kendisine ve ailesine şiddet uygulayan, tehdit eden kocasını devlet makamlarına tam 36 kez şikâyet etmesine rağmen onu koruyamayan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne karşı 15 Temmuz 2002’de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) dava açtı. AİHM, Türkiye Cumhuriyeti Devleti hakkındaki kararını 9 Haziran 2009’da verdi: Türkiye, vatandaşını koruyamamıştır.
Dün gece (20 Mart 2021) saat 02.00’de Türkiye, Cumhurbaşkanlığı Kararı ile Uluslararası İstanbul Sözleşmesi’nden çekildi. Haber Resmî Gazete’de yayımlandı. İlk ‘duyum’dan o saate kadar kadınlar dün geceyi nasıl geçirdi, bugün ne yapacaklar?
Putin’e katil denmesinden rahatsızlığını açıkça bildirmek, Tanrı Dağı kadar Türk, Hira Dağı kadar Müslümanlık iddiasında bulunurken Kanada, Hollanda kadar olamayıp, Uygur zulmüne hala tek kelime etmemek de ümmetin gür sesi olarak görünmeye engel olmuyor. O yüzden iktidarın her türlü dış politik müzakerede içeride bunu kamuoyuma nasıl anlatırım gibi bir derdi yok. Dışarıda bu rahatlıkla dış politikada atılan geri adımlarla kurulan güven ilişkileri sayesinde içeride seçime doğru otoriterleşmede gaza daha fazla basılacağı görülüyor.