Ümidini kestin annenden. Memeden kesildiğin gün onun da senden vazgeçtiğini anladın. Oysa gece geç saatte baban geldiğinde nasıl da heyecanlanmıştı annen. Kalbi kuş gibi çarpmıştı aşkla. Sonra baban usul usul anlattı annene, sen yatağın yanındaki beşiğinde yatıyordun. Uyuyamamıştın. Babanın ne dediğini anlamaya çalışıyordun. Tütün kokusu ve anason odayı doldurmuştu. Baban eşyalarını toplarken annen usul usul ağlamıştı.
Akit Gazetesi’nin bugünkü manşetine göre “Bir el, gıda ürünleri ve kiraya fahiş zamlarla, iktidarı köşeye sıkıştırmaya çalışıyor.” Gazeteye konuşan ‘ekonomistler ve STK temsilcileri’ de aynı fikirde: “Erdoğan karşıtı iç ve dış güçler, faiz yanlısı para baronlarını da devreye sokarak, iktidar ile tabanının arasını açmaya çalışıyor.”
Sergey Loznitsa’nın 127 dakikalık belgeselini izlerken ister istemez insanın aklına az önce haberlerde izlediğiniz fahiş fiyatlarla ve fırsatçılarla mücadele haberleri geliyor. Karaborsacı soğancılar, fiyatları yükselten fırsatçı yumurta lobisi, fahiş zam yapan açgöz halciler, vatandaşın belini büken marketçiler... Nasıl olsa yüksek enflasyon, artan girdi maliyetleri, döviz kuru, Merkez Bankası’nın müdahaleleri gibi karmaşık ekonomik açıklamalardan daha net cevaplar bunlar.
AYM’den Cumhurbaşkanı'na hakaret davaları için emsal karar: “Siyasetçilerin, kamuoyunca tanınan kişilerin ve kamusal yetki kullanan görevlileri gördükleri işlev nedeniyle daha fazla eleştiriye katlanmak durumundadır ve bunlara yönelik eleştirinin sınırları çok daha geniştir.”
Çok parçalılık, muhalif hareketin, birleşenlerinin tek başına ulaşamayacakları genişlikte bir seçmen tabanına yayılmasının da bir ifadesi aynı zamanda. Önemli olan, bu genişliğin aşındırılmadan bir güç birliğine dönüştürülebilmesi. Bu nedenle, bileşenlerin birbirlerini iten yönlerini bırakıp, çeken yönleri üzerine ortak zemin inşa etmelerini teşvik etmek gerekir. Öte yandan, iktidarla olan rekabetin tuzaklı alanlarından da uzak durmanın önemini unutmamakta yarar var.