Ana SayfaGÜNÜN YAZILARI‘Hindi Rus Bhai Bhai’

‘Hindi Rus Bhai Bhai’

Putin’in Delhi ziyareti, geçmişteki gibi güçlü bir Rusya – Hindistan ortaklığının başlangıcı olabilir. Eğer Hindistan’da, bir sokak röpörtajında ABD mi yoksa Rusya mı diye sorarsınız, büyük bir çoğunluğun cevabı kesinlikle Rusya olacaktır. 1950-1980 yılları arasında, Hintçe’de ‘Hindi Rus Bhai Bhai’ (Hintliler ve Ruslar kardeştir) çok popüler bir siyasi slogandı. Bu sloganın kullanımı Sovyet edebiyatı ve filmlerinde bile görülmüştür.

Hindistan’ın eski Sovyetler Birliği ve günümüz Rusya’sı ile ilişkileri çok nostaljik bir öneme sahiptir. İşte bu yüzden Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Hindistan ziyareti çok önemliydi ve ülkede kutlama havasında geçti.

Hindistan, Putin’in bu yılki ikinci dış ziyareti. Vladimir Putin, Hindistan’ı “büyük bir güç” ve “zaman içinde test edilmiş bir arkadaş/dost” olarak nitelendirdi.

Hindistan Başbakanı Modi de, Putin’in Hindistan ziyaretinin ikili ilişkilere olan bağlılığı ve ciddiyeti yansıttığını söyledi. Modi ayrıca, Hindistan-Rus dostluğunun dinamik bir dünyada değişmez olduğunu belirtti.

Ancak geçmişteki dostluk, Yeni Delhi ile Moskova arasındaki ilişkilerin tek itici gücü olarak kalamaz ve sürdürülemez. Çünkü Hindistan ve Rusya arasındaki sorun ve zorluklar olduğu yerde duruyor.

Rusya, Hindistan’ın Çin ve Pakistan ile yaptığı savaşlarda yanındaydı. Ama Rusya’nın Pekin ve İslamabad ile gelişen ilişkisi Yeni Delhi’yi çok temkinli hale getirdi.

Benzer şekilde, Hindistan’ın Amerika Birleşik Devletleri ve Batı ile gelişen ilişkileri, Moskova’nın muhtemelen dikkatinden kaçmıyordur.

Hindistan, ABD ile Rusya arasında ince bir ipin üzerinde yürüyor. Örneğin Yeni Delhi, Ukrayna konusunda büyük ölçüde sessiz kaldı. Ancak Başbakan Modi, COP26 toplantısı sırasında (Kasım 2021’de) Ukrayna Devlet Başkanı ile görüştü.

Rusya, zamanı geldiğinde Hindistan-Çin ve Hindistan-Pakistan arasında arabulucu olma konusunda oldukça istekli davranıyor ve sesini yükseltiyor. Aslında, çok uzak bir fikir ama Irak’ın Suudi Arabistan ve İran arasındaki arabulucu rolüne benzer şekilde, Hindistan, (sadece iki taraf isterse ve ihtiyaç duyulursa) Moskova ve Washington arasında çok iyi arabuluculuk yapabilir.

İki ülke arasında ilişkilerin gelişiminin önünde sadece Hindistan’ın Batı ile ilişkisi değil, Yeni Delhi ile Moskova arasındaki zayıf ticari ilişki durumu da bir diğer önemli engel.

(Hindistan’ın ABD ve hatta Çin ile olan ticaret hacimleri 100 milyar dolar olacak, ancak Rusya ile olan ticaret hacmi sadece 10 milyar dolar. Hükümetten hükümete anlaşmalar, Rus & Hint iş çevrelerinin birbirine ilgisizliği ticari ilişkilerin durgunlaşmasına neden oldu. Rusya’yı yakından takip eden Hintli bilim adamları, Hindistan ve Rusya’nın takip etmesi gereken bir şablon olarak genellikle Rusya-Türkiye ticaret ilişkilerini alıntılar ve örnek verirler.

Bu köşede daha önce yazdığım yazılarda Hindistan ve Türkiye’nin siyaseten ne kadar benzediğini anlatmaya çalışmıştım. Türkiye ile Hindistan’ın ortak noktalarından biri de savunma alanında yapılan yatırımlar.

Hindistan’ın Rusya ile ilişkilerinde son yıllarda ana konu da savunma oldu. CAATSA yaptırımı tehditlerine rağmen Hindistan, S-400’leri satın aldı. Bununla birlikte Hindistan, ithalatını çeşitlendirmeye ve hatta yerli askeri teçhizat üretimini teşvik etmeye çalışıyor.

Rusya, Hindistan’a silah ihracatı söz konusu olduğunda ABD’nin sert rekabetiyle karşı karşıya. Ancak Hindistan, savunma teçhizatına yönelik “Make In India” ya da “Hindistan’da Üret” programı için Rusya’yı kilit bir ortak olarak görüyor. Yani ‘yerli ve millilik’ vurgusu Türkiye’de olduğu gibi burada da öne çıkıyor.  

Hindistan, ABD ve Rusya arasındaki ilişkileri dengelemeye, adeta bir cambaz gibi ipin üzerinde yürümeye devam edecek.

Rusya ve Rus seçkinlerinin Hindistan algılarını değiştirmesine ihtiyaç var. Hindistan artık bağımlı bir üçüncü dünya ülkesi değil, daha büyük Güney Asya bölgesinde zorlu ve hatta zorunlu bir ortak. ABD’nin kullanmakta olduğu potansiyelin ta kendisi.

Afgan hükümetinin düşüşünden önce Rusya’nın tüm diplomatik çabalarında Hindistan, tüm bölgesel diplomasi çabalarında kenara çekildi. Değişmesi gereken bu bakış açısı ve yaklaşım.

Carnegie Moskova Merkezi Direktörü Dmitri Trenin, çok haklı olarak Hint ve Rus medyasının iki ülkede karşılıklı olarak daha fazla varlığına ihtiyaç olduğunu savunuyor. Çünkü Rus ve Hintli yayıncıların birbirlerinde muhabirleri yok. Rusya ve Güney Asya çalışmalarına odaklanan programların yeniden başlatılması ve tanıtılması gerekli.

Rusların Avrupa’ya ve Hintlilerin Batı’ya odaklanması, büyük bir çağdaş anlayış boşluğu yarattı.

Geçmişin sepya renkli fotoğrafları bugün Rusya-Hindistan ilişkilerini belirleyemez. Ruslar ve Hintliler birbirlerine zarar vermeyen, güvenilir ortak olarak bakıyorlar. Bu iyi niyetin gerçekleşmesi için, mevcut olan saf fırsatların değerlendirilmesi gerekiyor. Aslında, Hindistan’ın yalnızca iki ülkeyle, Rusya ve Japonya ile, yıllık zirveleri var. Ülkenin Savunma ve Dışişleri Bakanları arasındaki 2+2 toplantı formatı, Hindistan’ın ABD’li mevkidaşlarıyla yaptığı 2+2 toplantılarına çok benziyor.

Putin’in Hindistan’a yaptığı ziyaret, Hindistan-Rusya ilişkilerinde geçmişteki ihtişamına benzer yeni ve umut verici bir dönemin başlangıcı olabilir.

- Advertisment -