Damat-Kayınpeder ilişkisi hem ailesel hem siyasi olma hasebiyle ataerkilliğin en yoğun halini yansıtıyor. Kendinden mülhem hikmetiyle Kayınpeder, kendince bir başka hikmete sahip olduğuna inanan Damat, etraflarında oportünist kuşatma, yanlışların görülmemesi ve hatta etrafça teşvik edilmesi, gerçeklerin ortaya çıkması ile birlikte kopuş, had bildirme, küsme ve kaçış… Bu olay hem Damat, hem Kayınpeder için tüm hayatları boyunca alt edemeyecekleri bir utanç ve travma olarak kalacak. Çünkü ataerkil anlamlandırma çerçevesi içinde böyle bir olayın yeri yok…
15 Kasım Pazar akşamı Habertürk’te, Kübra Par’ın “Açık ve Net” programına davetliydim. Ali Çarkoğlu, Binnaz Toprak, Özden Zeynep Oktav ve Serap Yazıcı da dahil, toplam beş kişiydik. Berat Albayrak’ın istifasından sonra, şu veya bu ölçüde bir reform ve değişim penceresinin açılıyor gibi olmasını konuştuk. 12 Eylül’den çıkış sürecinde, 1986’da katıldığım bir panel geldi aklıma. Bu da bir çıkış süreci mi olacaktı? İnsanın fazla yaşayınca bu tür benzerlikler geliyor aklına.
Trump aslında seçim sonuçlarına itiraz etmiyor: Ardında içi kırmızı kravat dolu bavulu; Beyaz Köşkün önündeki basamaklara oturmuş, arsız çocuk gibi, tepine tepine, hüngür hüngür...
Korona virüsü vakalarının hızla arttığı büyükşehirlerden biri de İzmir. Bir sağlık çalışanı, yoğun bakımlarda yer olmadığı için hastanelerde acil servisin bir bölümünden kütüphanelere kadar koşulları uygun olmayan alanların yoğun bakım ünitelerine çevrildiğini anlattı.
Özellikle genel seçimlerde genel eğilim bir barometre gibi ülkenin her yanından hissedilir. Asıl muhalefet potansiyeli, işte bu şekilde toplumun kendi iç dinamiğidir. Muhalefeti asıl sorumlu sayanların, bu kararsız kitlenin değişimin eşiğinde bulunduğunu yani toplumdaki dinamiği göremedikleri söylenebilir.