Hollanda'da bir tıp fakültesi öğrencisinin düzenlediği iki ayrı silahlı saldırıda 14 yaşındaki bir kız çocuğu da dahil olmak üzere üç kişi hayatını kaybetti. Saldırgan, ateş açtığı hastanenin yakınlarında tutuklandı. Saldırının sebebi hala bilinmiyor.
Altın Koza Film Festivali’nde ‘Kanun Hükmü’ belgeselinin yarışma seçkisinden çıkartılması tartışmaları sürüyor: 27 yönetmen yayınladıkları ortak bildiri ile yarışmadan çekildi, Zeki Demirkubuz yarışmadan bireysel olarak çekildiğini açıkladı, festival yönetimi Kanun Hükmü filminin yarışma seçkisine geri eklendiğini açıkladı. Bu kez de Kültür ve Turizm Bakanlığı Festival’den çekildi: “Bakanlığımız; aziz milletimizin 15 Temmuz’da verdiği destansı mücadelesinin itibarsızlaştırılmasının parçası olmayacaktır.” Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ise "Altın Portakal Film Festivali'nde terör örgütünün propagandasını yapılmasına müsaade edilemez" dedi. Hakkında soruşturma başlatılan festival yönetmeni Ahmet Boyacıoğlu bir açıklama daha yayınlanarak filmin yeniden seçkiden çıkartıldığını açıkladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2014 başlarındaki bazı konuşmaları sadece iktidar ve iktidar basını tarafından değil, yargı tarafından da Gülen cemaatinin bir terör örgütü olduğunun miladı ve ‘kanuni gerekçesi’ olarak benimsendi, hükümler böyle verildi. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun 17 Mart 2017 tarihli genel kurur kararından: “17/25 Aralık bürokratik darbe girişimini müteakip ilk defa Devlet katında yüksek sesle FETÖ / PDY terör örgütünün silahlı bir terör örgütü olduğu açıkça vurgulanmış[tır]… [Dolayısıyla 17/25 Aralık’ın FETÖ/PDY’nin] terör örgütü olarak nazarı itibara alınmasının miladi tarihi olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır…” AİHM, hukukumuzun yerli ve milli özünü bilmediği için TC devletine naif sorular soruyor.
ABD'de 2024 başkanlık seçimleri öncesinde Cumhuriyetçi Parti'nin başkanı adayı belirleme sürecinde ikinci münazara dün gerçekleşti. Anketlerde favori aday olarak gözüken eski başkan Donald Trump ise bu sefer de münazarada yer almadı. Trump’a “(münazaradan) kaçıyorsun” (you’re ducking these things) diyen eski New Jersey Valisi Chris Christie: “Eğer bu şekilde kaçmaya devam edersen artık sana Donald Trump değil Donald Duck olarak sesleneceğiz”
Yeni İttihatçılığın adım adım olağanlaşıp normalleşmesi onu ‘görmeyi’ zorlaştırıyor. Siyasete ve iktidara eleştirel bakanlar hala vatandaşlık bağlamındaki meseleleri öne çıkarmakla yetiniyorlar. Oysa benlik alanında bir benzeşme, aynılaşma dalgasının içinde sürükleniyoruz. Büyük harflerle yazılan geçmiş ve gelecek, bugünü neredeyse anlamsız kılıyor. Toplumun büyük kısmı modern anlamıyla siyasetle ilgilenmeyip, modernliğe alternatif olması istenen bir ‘büyük’ siyasetin cazibesine kapılıyor.