GÜNÜN YAZILARI

‘Hayatımız normalleşsin’ dip dalgası: 2 (belki 1) – Milliyetçilik dip dalgası: 4 (belki 5)

Hiç şüphesiz bu seçimin dip dalgası, çapını hiç tahmin edemediğimiz ‘milliyetçilik…’ Fakat bütün bunlar bizi dindar-muhafazakâr kesimlerde, son haftalarda Serbestiyet’te çok sayıda örneğini verdiğimiz başka bir ‘dip dalga’nın daha var olduğu hakikatinden uzaklaştırmasın; bu, onlara karşı da büyük bir haksızlık olur. (Bu arada yaşanan büyük hayal kırıklığının şu âna kadar ‘makarnacılar’ söyleminin uç vermesine neden olmadığını memnuniyetle kaydetmek isterim.)

Mümkün mü?

Türkiye’de seçimler partilerin katıldığı ama sonunda bir şekilde Erdoğan’ın kazandığı bir spora dönmüş durumda. Reisçilik Türkiye’nin artık sadece siyasi değil, sosyal bir gerçeği. Muhalefet bu 15 günde en çok bu hayalkırıklığı hissiyle mücadele edecek. Ama seçimden muhalefetin çıkaracağı en yanlış ders bu mahalleleri aşmayı amaçlayan ittifak siyaseti yerine daha fazla kendi mahallesine doğru kapanmak olur.

Meğer asıl dip dalga Yeni İttihatçılık imiş…

Uzun söze gerek yok… Bu seçimle ilgili tahminlerimde iki yanlış yaptım. Tomurcuklanan bir olgunun derinleştiği zehabına kapılırken, gözümün önünde duran bir başka olguyu küçümsedim. Referandum türü bir seçim olmasa, aslında sonuçlar muhalefet için pek de kötü sayılmaz. AK Parti ve Cumhur İttifakı oyu az da olsa düştü, CHP ve Millet İttifakı oyu az da olsa yükseldi. Ancak halk şu anki ideolojik viraja onay verdi. Yeni İttihatçılık iktidarın topluma bir daveti olarak başladıysa da görünen o ki ‘mutlu’ bir buluşmaya işaret ediyor.

Taç giyme töreni

Londra’daki törende en fazla dikkatimi çeken yağmurun altında sabırla saatlerce bekleyen neşeli kalabalıktan başka, törende Hindu dinine mensup Hint asıllı Başbakan Sunak’ın İncilden bir bölüm okuması, inançlı bir Müslüman olan Pakistan asıllı İskoçya Başbakanı Hamza Yusuf’un İskoçya milli kıyafetiyle törene katılması, Afrikalı Amerikalıların geleneksel dini Gospel şarkılarından seçmeler söyleyen bir koronun mevcudiyeti olmuştur diyebilirim. Kralın içtiği ant belki bin yıldır değişmemişti.
- Advertisement -

Tercihini Gizleyenler Partisi ile Tercihini Çarpıtanlar Partisinin toplam oyu kaç?

Tercihlerimizi beyan ettiğimizde bunun bize ‘toplumsal baskı’ olarak döneceğini düşünüyorsak tercihimizi ‘gizleriz’ ya da ‘çarpıtırız…” Gizleme (otosansür) davranışı izaha muhtaç değil, “Tercih çarpıtması” ise kısaca “kişinin, algıladığı toplumsal baskılar karşısında isteklerini olduğundan farklı, hatta olduğunun tam tersi göstermesi” anlamında kullanılıyor. Kendinizi anketör karşısındaki denek olarak düşünün: Türkiye gibi kutuplaşmış bir ülkede tercihinizi açıkça beyan etmenin size ‘baskı’ olarak döneceğini düşünmeniz gayet anlaşılır; yeterince ‘cesur’ değilseniz bu durumda ne yaparsınız? Peki, anket şirketleri bunları ölçecek yöntemler geliştirmemişse ne olur?

En Son Çıkanlar