GÜNÜN YAZILARI

Geriye sadece bir sigara tabakası kalmıştı

Cumhurbaşkanı, Milli Savunma Bakanı, Adalet Bakanı, CHP lideri, CHP lider adayı, İYİ Partili, MHP’li siyasetçiler, gazeteciler Sezgin Tanrıkulu’ndan bahsettikçe aslında ondan da bahsediyorlar. Ama adı hiç geçmiyor. 1993 yılında Kulp'ta gözaltına alınan 68 yaşındaki Mehmet Salih Akdeniz'den geriye birkaç parça kemik, bir sigara tabakası ve bir AİHM kararının adı kaldı: “Mehmet Salih Akdeniz ve diğerleri vs Türkiye.”

Sahada olan sahada kalmaz

Amed Spor, bu hafta sonu 68 Aksaray Belediyespor ile bir müsabakaya çıkacak. Maç öncesi, 68 Ergenekon adlı bir taraftar grubu, sosyal medya hesabından bir bildiri yayınladı. Bildiri “Şehr-i Müdafaa” başlığını taşıyor. Büyük laf! Bilmeyen de Amed Spor’u, Aksaray’a hepi topu üç puanlık bir maç için gelen bir futbol takımı değil de, savaşmak ve şehir istila etmek için gelen bir düşman ordusu sanır.

À la fin, c’est politique: Abayanın metresi, devletin çapını ölçer mi?

Fransa 2023-2024 eğitim öğretim yılını yeni bir yasakla açtı. Halihazırda Fransa’nın kendine özgü katı laiklik anlayışı nedeniyle devlet okullarına başörtüsüyle giremeyen öğrencilerin boyundan bileklere kadar vücut hatlarını kapatan abaya giymeleri de yasaklandı. Okullara “Kıyafet denetçilerinin” konulmasının dahi tartışıldığı Fransa’da bu yasak üzerine siyaset ikiye bölündü. Liberaller, merkez ve radikal sağcılar ve komünistler yasağı savunurken, Melenchon liderliğindeki Fransız solu ve Yeşiller yasağa sert bir şekilde karşı çıkıyor. Abaya yasağının Fransız siyasetini nasıl şekillendireceği muğlak. Fakat ters tepeceği, sadece elbisesi uzun olduğu için okula giremeyen birçok genç Müslüman öğrenciyi küstüreceği kesin. Zira işi gücü bırakıp lise öğrencilerinin elbisesinin metresini ölçen bir devlet ülkenin %10’unu oluşturan Müslümanları bu gidişle kapsayamayacak gibi duruyor.

Mülteci meselesinde toplum alarm veriyor, duyuyor musunuz?

Suç, bir etnik gruba ya da toplumun “yabancılarına” has değil, suç bireysel, suçları Suriyeliler, Türkler ya da Afganlar işlemiyor, suçlular işliyor. Milyonlarca insan içinden suç işleyenlerin çıkması o etnik grubu külliyen suç makinesi yapmıyor. Ancak bugünlerde bunu anlatabilmek çok zor. Zira…Ekonomik sorunlarla patlama nokrasına gelmiş, ifade hürriyeti, demokrasi sorunlarıyla sağlıklı iletişim kuramayan bir toplum var. İnfaz düzenlemeleriyle suçlular dışarıya çıkarıldı. “Bizde öyle bir şey olmaz” eşiği çoktan aşıldı. Perşembenin gelişi çarşambadan belli oluyor.
- Advertisement -

‘Muhalefet siyaset yapmıyor’ çünkü iktidar icraatının teşhiri etkisiz ve anlamsız; bu benzersiz siyasi anomali nasıl oluştu?

Şu günlerde herkesin dilinde aynı haklı eleştiri var: “Muhalefet eskiden de kelimenin gerçek anlamıyla siyaset yapmazdı ama hiç değilse konuşurdu, artık o da yok…” Neden böyle? Çünkü anlaşılması zor olsa da düpedüz yanlış iktidar politikalarının ‘teşhiri’ suya yazılmış gibi sadece silik bir etki yaratıyor ve bu da kendisiyle birlikte muhalif siyaseti anlamsızlaştırıyor. Türkiye’de yıllardır yaşanan bu tuhaflık son seçimden sonra iyice kökleşti. Buraya nasıl geldik? Hangi sosyal-psikolojik ortam iktidara böyle bir ‘güzellik’ sunuyor? Buradan nasıl çıkılır? Benim, konu siyaset olunca biraz tuhaf karşılanabilecek bir önerim var: Bir süreliğine siyasi teşhirden vazgeçmek.

En Son Çıkanlar