GÜNÜN YAZILARI

Herkes girdiğinde borsadan bir süre kaçmak mı gerekir?

Borsa İstanbul'da yatırımcı sayısı tarihi zirve noktasına ulaştı. Merkezi Kayıt Kuruluşu'nun 11 Eylül'deki son verisine göre yatırımcı sayısı 7 milyonun üzerinde. Instagram reels videolarında halka arz esprilerinin milyonlarca kişi tarafından izlendiği ve halka arzlar ile 500 lirasını 1000 lira yapanların hikayesi kamusal alanda bu kadar konuşuluyorken BIST 100 endeksinin rallisine aynı hızlı devam etmesi mümkün mü görüp izleyeceğiz.

Öğretmen atamalarında mülakat ülkemiz şartlarında neden ideal bir ölçme modeli değildir?

Var olan modelin, KPSS’nin, fevkalade bir model olmadığını söyleyebiliriz, eleştiriye açık birçok yönünün olduğunu da düşünebiliriz ama ülkemiz şartlarında halihazırdaki en iyi model olduğunu da kabullenmek zorundayız. Seçim öncesinde hem iktidar hem muhalefet mülakatı kaldırmayı vaad etti. Cumhurbaşkanı, "Kamuya işe alımları, görevin getirdiği zorunluluklar dışında mülakatı kaldırarak, gençlerimizin sınavlardaki başarı sıralamasına göre yapacağız demişti. .Mülakatı kaldırmayacaklarını açıklayan Milli Eğitim Bakanı’nın konuya ilişkin yapmış olduğu kısacık açıklamada dahi torpile atıfta bulunması mülakatın ideal yöntem olmadığını göstermiyor mu?

Diktatörlerin çocukları

Binlerce, milyonlarca insanın hayatını zehreden, gözünü kırpmadan katliamlar gerçekleştiren, en yakın dostlarını bile ölüme göndermekten çekinmeyen bir diktatör, akşam eve geldiğinde tonton bir ebeveyne dönüşebilir mi? Bir diktatörün kızı ve/veya oğlu dengesini koruyabilir, normal bir hayat sürdürebilir mi? Jean-Christophe Brisard ve Claude Quétel, ‘Diktatörlerin Çocukları’ adlı kitaplarında bu ve benzeri sorulara yanıt veriyor.

Ne Ecevit kaldı ne de Türkeş… Ama 12 Eylül yaşıyor

12 Eylül artık kurumlaştı. Her ne kadar askerin siyaset üzerindeki ağırlığı kalkmış olsa da otoriter siyaset kendini çok net şekilde hissettiriyor. 1981 Anayasası'nın ruhu yaşıyor. Siyasetçi-halk ilişkisi, kurumların giderek merkezi otoriteye daha fazla bağlanması... Darbenin canlı bir organizma olarak aramızda dolaştığını hissediyorum.
- Advertisement -

Yalanda yaşayanların Sezgin Tanrıkulu’na karşı başlattığı seferberlik

Şu anda toplum Sezgin Tanrıkulu’na karşı iktidarından muhalefetine hatta kendi partisine kadar, bildiği aile içi tecavüz vakasına birbirinin yüzüne baka baka ‘yok’ muamelesi yapan ve ‘var’ diyen mensubuna dünyayı dar eden bir aile gibi davranıyor… Ve çürüyor.

En Son Çıkanlar