GÜNÜN YAZILARI

Tahkikat derinleşiyor. Teğmenler olayında yeni bağlantı: Samsa Tatlıları

Benim gözlemim siyasi iktidarın sekiz yıldır sürdürdüğü yeni yapısal düzenlemelerin, Harp Okullarının habitus’unu inkıtaa uğrattığı şeklinde idi. Bu varsayımımın gerçeği tam olarak kavramadığını anlıyorum şimdi. Birtakım süreklilikler yine de söz konusu imiş. Sekiz yılın sonrasında, teğmenlerin böyle bir şey yapabilmesinin arkasındaki tek değil ama temel dinamiklerden birinin ne olduğunu da kavramış bulunuyorum. Ve bunu, tahkikatı derinleştiren mercilerle de paylaşmak istiyorum: Samsa tatlıları!

Rasyonele dönmek neden bu kadar zor?

Türkiye’ye bakınca, rasyonel bir toplum olduğumuzu söylemek zor. Peki ama neden? Akılsız bir toplum olmadığımız açık çünkü öyle olsa, bütün bunlar büyük birer tartışma konusu olarak sürekli gündem oluşturmazdı. Yani ne bu tartışmaları yapanlar ne de bu politikaları üretip uygulayanlar akılsız; tam aksine, oldukça akıllı oldukları için akıllarını kullanmıyorlar belki de. Belki de bizim gibi toplumlar, irrasyonalitenin bir tür modernizm karşıtlığı olduğunu düşünerek buradan ahlaki ve ideolojik karşıtlıklar ürettikleri için bilerek böyleyizdir; böyle olmayı seçmişizdir.

“Hava kurşun gibi ağır”

Hafızamdaki suç albümü eve sığmıyor artık. Fotoğrafı, videosuyla resimli ansiklopedi gibi. “Suç”, boy boy “fotoğraf çekinmek”ten bile çekinmiyor. “Kim, kiminle, nerede, ne yapıyor” sır da değil birçok örnekte. Albüm de değişiyor, durma genişliyor. Bir zamanlar filmlerdeki şiddet, silahlar sokakta. “Silah gösterme” yeni teşhircilik. Memleket normalleri... “Halk” da havaya sıkıyor, birçok olayda polis de. Normal… Hava öyle: “Kurşun gibi ağır.”

Neden bir AK Parti’ye ihtiyaç var?

Bir çocuk cinayetinin bütün suçu, elde bir veri, somut bir karine yokken bile milyonlarca insanın üzerine atılıyor, siyasal İslamcılık neredeyse taciz, tecavüz ile birlikte kullanılıyor. Bu tehlikeli bir öfke. Laik kesimlerin, 22 yıllık AK Parti iktidarının da öfkesiyle dindarları her türlü kötülüğün kaynağı gibi görmeye hala devam ettiğini gösteriyor. İşte her an harlanabilecek, iktidar gücüyle yangınlar çıkaracak bu öfkeye karşı Türkiye’nin iç barışını koruması için güçlü bir muhafazakar partiye ihtiyacı var.
- Advertisement -

Gazi’ye açık mektup

Bu yazıyı sadece 1930’da İzmir olaylarını başlatan garip CHF mitingini anlatmak için yazmak istemiştim. Kısa bir yazı olacaktı. Fakat Mustafa Kemal Atatürk’e gazete köşesinden biraz rest çekme kokusu aldığım (belki de ben abartıyorumdur.) bir açık mektup yazdıran panik bana son günlerde yeniden hayatımıza giren konuya da başka türlü bakmamı sağladı. “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı, kollara Atatürk imzası yaptırmalar, arabaların arkasına yapıştırılan “Atam izindeyiz” stickerları Gazi’ye birer açık mektup olabilir miydi?

En Son Çıkanlar