PKK’nın Türkiye’ye karşı savaşı bitirmesinin PKK açısından en büyük kazanımı iddia edildiği gibi Öcalan’ın serbest kalması değil, Türkiye’nin SDG ve YPG’yi bir muhatap olarak kabul etmesi olabilir. Peki, Kandil ve Avrupa’daki PKK’lılar buna ikna olur mu, yoksa bölgedeki kaostan fırsatçılık, harp zenginliği kumarı mı onları heyecanlandırıyor?
Filistin, İsrail’in BM Genel Kurulu’ndan uzaklaştırılması için özel bir süreç başlatmayı planlıyor. BM ilkelerini ayaklar altına alan ülkelerin üyelikten çıkarılması için Güvenlik Konseyi’nin tavsiye kararı şart. Fakat Genel Kurul, yetki belgeleri komisyonu aracılığıyla bir ülkenin koltuğunu, kürsü hakkını askıya alabilir, fiilen bu ülkenin üyeliğini askıya alabilir. 1974 yılında aynı bugünkü İsrail gibi bir Apartheid rejimi olan Güney Afrika bu yaptırıma maruz kalmış, 20 sene boyunca Genel Kurul’a katılamamıştı.
Vergilendirmedeki mevcut adaletsiz durum, üstüne şimdilik geri çekilmiş gözüken yeni teşebbüs, aklıma, asırlar öncesinden bir hatırayı düşürdü. 13’üncü yüzyıldan, mevhum değil gerçek ve yakın tehlikenin mevcut olduğu, hilafet merkezi Bağdat dahil Müslüman dünyanın birçok şehrini darmadağın etmiş Moğolların Şam’ın kapılarına dayandığı zamanlardan bir hatırayı... Bir tarafta Moğollara karşı Allah yolunda cihad adına yeni vergiler koyan bir sultan olarak Baybars, öte yanda o sultanı adalete çağıran bir âlim olarak İmam Nevevî...
Tarihsel İslam’da Batı’dakine benzer iki karşıt sosyal sınıf olduğu anlamına gelmez, bu yüzden Mardin’in Yüksek İslam-Volk İslam’ı yeterince açıklayıcı değildir. Selçuklu-Osmanlı’da medrese-tekke olgusu batıdaki dini sosyal olguyla benzerlik göstermez. Emevi ve Abbasiler döneminde “cübbeli kassaslar” sivil ulemaya kök söktürmüşlerdir. Kassas zümreleri Selçuklu ve Osmanlı’da kürsüden, mihraptan halkı Horasan merkezli tasavvufun içine karışmış mitolojik hikayelerle uyutmuştur; bugün de o zümreler üstelik modern iletişim araçlarını kullanarak bid’at, hurafe ve şarlatanlıklarına hız katarak devam etmektedirler.
Açık Radyo bağımsız yayıncılığın –bu ülkede pek eşine rastlanmayan- bir başarı hikayesi. Sayıları binleri bulan programcıları, kurucuları, katılımcıları, destekçileri ile kendi imkanlarıyla ayakta duran, herhangi bir çıkar kuruluşuna, güce yaslanmayan bir girişim. Açık Radyo’nun kendi gücüyle ve bağımsızlığından ödün vermeden ayakta durması birilerini rahatsız etmiş olabilir… Belki Osman Kavala gibi bağımsız sanat ve sivil toplum alanlarında başarılı deneyimler ortaya koymuş bir kişi yedi yıldır hapiste tutulurken, Açık Radyo’nun da varlığını gelişerek sürdürmesi de bir neden olabilir.