GÜNÜN YAZILARI

Allah’ın gazabı kulun silahı olabilir mi?

Allah’ın gazabı da, rahmeti de, hiçbir kulun kendinden emin biçimde karar verebileceği bir alan değil. Ve “gazap” gibi, Allah ile birlikte düşünüldüğünde oldukça ürkütücü olan bir konuyu, bir silah olarak kullar arası ilişkilerde kullanmak görünürde her ne kadar “öylesine” bir durummuş gibi anlaşılsa da, aslında kulun kendisini bir anlamda, farkında olsun ya da olmasın, Allah’ın yerine koymasıdır. Kul mertebesi için bundan büyük hadsizlik de maalesef azdır.

Türkiye’nin Ruhu: Oğuz Atay yaşasaydı romanını nasıl bitirirdi?

Dünyada ve Türkiye’de bireysel düzeyden toplumsal düzeye yaşadığımız “ahlaki çöküş” üzerine düşünürken, Oğuz Atay’ın 13 Aralık’ta ölümü nedeniyle yarım kalan son çalışması, ki Atay’a göre en önemli romanı olacaktı, “Türkiye’nin Ruhu” aklıma geldi. Yaşasaydı Atay, Türkiye’nin Ruhu’nu bugün nasıl yazar ve bitirirdi?

Çapa Tıp Fakültesi’nden izlenimler

Çapa Tıp, iki yüz yıldır hizmet veren, ülkemizin sağlık hizmetlerinin temel taşlarından, öncü kurumlarından. Hastanede tedavi gören bir yurttaş olarak geçirdiğim birkaç günde, Çapa’nın ayakta kalma mücadelesi verdiği izlenimi edindim. Ülkemizin çağdaş dünyaya yüzünü ilk döndüğü kurumlardan olan Çapa Tıp, gerekli özenden mahrum bir evlat gibi. Onun kaderi bizim de kaderimizi yakından ilgilendiriyor. Çünkü bu kurum hem doktorların hem milletin, vatandaşın. Özellikle de özel hastaneye gücü yetmeyenlerin önemli bir kısmı burada tedavi oluyor.

Kentsel dönüşüm kavramını Neron mu icat etti?

Roma İmparatoru Neron’un 64 yılında tarihe “Büyük Roma Yangını” olarak geçen felaketten sonra şehri yeniden düzenlediği bilinir. İmparator Jüstinyen de 532 yılında yaşanan “Büyük Deprem” sonrası İstanbul’u yeni yapılar, meydanlar, caddeler ile yeniden düzenler. Günümüzdeki “kentsel dönüşüm”lerin bunlardan en önemli farkı, bir felaket olmadan gerçekleştirilmeleri. Buna karşılık zaman boyutundan arındırılmış, yalnızca binaları yıkıp yeniden inşa etmeye dayanan “kentsel dönüşüm” modelinin de depremi bir doğa olayı ya da fiziksel çevrenin sorunu gibi göstererek siyasal olduğu kadar “anayasal bir kriz”i de örtbas etmeye hizmet ettiğini söylemek mümkün.
- Advertisement -

Merkez Bankası başkanı İstanbul’da neden ev bulamadı?

Ekonomistler bu röportajla MB’nin itibarının yatırımcılar ve finans sektöründe zarar gördüğünü düşünüyor. Muhtemelen öyledir. Ama unuttukları bir şey var: MB’nin uyguladığı politikaların bizzat mağduru olan milyonlarca insan var. Onların gözündeki itibar da önemli. Tam da bu empati eksikliği ekonomide doğruları savunanları seçimlerden önce halkın gözünde duygusuz, teknik, zenginlerin, finans çevrelerinin sesi gibi gösterdi. Muhalefetin Hafize Gaye Erkan’dan da öğrenecekleri var.

En Son Çıkanlar