Önceki gün 93 yaşında hayatını kaybeden Kelam profesörü Hüseyin Atay’ın çalışmalarını en doğru özetleyen cümle “Kuran’ın ve Allah’ın ne dediği üzerine çalıştı.” Mezhep imamlarını yok saymamakla birlikte o, geleneğin, ulemanın ne dediği değil, Kuran’ın ne dediği üzerine çalıştı. Onu tartışmalı yapanın bu olması ne garip değil mi?
Suriye’nin Suveyda ve komşusu Deraa illerinde 10 gündür protestolar sürüyor. Doğrudan Beşşar Esed ve rejimini hedef alan protestolarda “Suriye bizimdir, Esed hanedanının değil!” ” Halk rejimi devirmek istiyor!” (Arap Baharı’nın en gözde sloganı) gibi sloganlar atılıyor. Pazar günü şehirde yaşayan emekli subaylar toplanarak ‘geçici bir yönetim heyeti’ oluşturacaklarını duyurdular. Ve bunun için Suveyda’nın ezici çoğunluğunu oluşturan Dürzilerin ruhani liderlerinin de onayını aldılar. ‘Şeyhul akl’ denen bu din adamları halk nezdinde büyük bir itibara haizdir. Dürzi bayraklarıyla caddeleri dolduran Suveyda halkı geri dönüşü olmayan bir yola girmiş durumda. Medeni kanunda özel bir statü sahibi olan Dürziler baş kaldırınca; rejimin, kendisini ‘azınlıkların koruyucusu’ olarak tanıtan argümanı da büyük bir darbe yedi.
İki günde dört görüşme yaptım. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, AK Parti Genel Başkan Vekili Efkan Ala. Üç görüşmeyi Ankaralı meslektaşlarımla yaptım. Hande Fırat, Zafer Şahin, Mehmet Acet, Melik Yiğitel ve Sinan Burhan. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile bir gün önceki görüşmemi yazmıştım. Ankara’da “yeşil pasaport” önerimizi makul bulan bir havayla karşılaştık. Parti gruplarının da gereken ilgiyi göstereceğini düşünüyoruz.
Merkez sağ ordu ile halk arasında tarihsel bir tampon bölge, aracı ihtiyacının sonucuydu. Artık öyle bir ihtiyaç kalmadı. Yani merkez sağda doldurulması beklenen büyük bir boşluk yok. Bundan sonra merkez sağ gibi bir pozisyon ancak halkın ya da halkın önemli bir kısmının yine temsil edilememesiyle, devlet ve halk arasında yeni çatışmalarla ortaya çıkabilir.
Akşener, bir açmazda; ya seçimlere kendi başına girip mutlak bir başarısızlığa uğrayacak ya da içine pek de sindiremediği bir ittifakın içine girecek. Muhtemelen başarısızlığın yıkıcılığıyla uğraşmak yerine gerçekte kırgın olduğu ve kurtulmak istediği ittifakı ehveni şer görecek. Doğrusu başka da bir şansı yok! Bugünlerdeki yüksek sesi belki olası ittifak pazarlığında elini yüksek tutmak için olabilir ama muhataplar da o elin artık o kadar güçlü olmadığını biliyor.