Panaroma-TR Direktörü Hatem Ete, seçim sonuçlarını ve anket şirketlerinin neden yanıldığını Oral Çalışlar’a anlattı: “Asıl çoğumuzun yakalayamadığı şey Cumhurbaşkanlığı seçimleri oldu. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Sinan Oğan’ı neredeyse yüzde 100'e yakın tutturduk. Sinan Oğan’la Muharrem İnce’yi virgülüne kadar doğru tutturmuşuz. Muharrem İnce ayrıldıktan sonra onun oylarının dağılımını da doğru tutturmuşuz. Hesaba katamadığımız Erdoğan ve Kılıçdaroğlu’nun sandık başı psikolojisi olmuş. Neredeyse kararsız saydığımız herkes Erdoğan’a gitmiş.”
14 Mayıs, Erdoğan’ın 27 Mayıs İhtilalidir. Erdoğan’ı yenilgiden kurtaran güç Kemalizmdir ve aynı Kemalizm Kılıçdaroğlu’nun önüne set çekmiştir. Bugün Kemalizm Türk milliyetçiliğini asimile etmiştir; Kemalizm’in ideolojik müktesebatı, etnik Türk milliyetçiliğinden ibarettir. Tek oku etnik Türk milliyetçiliği olan Kemalizm’in bugünkü amacı ise, Kılıçdaroğlu’nun iktidar olmasını engellemektir. Erdoğan’ı Kılıçdaroğlu’na karşı mağlup olmaktan kurtaracak tek güç, CHP’nin ilerlemesine ve halkla bütünleşmesine engel oldukları için Kılıçdaroğlu tarafından dışarıda bırakılan Kemalist kadrolardır. Erdoğan, son yıllarda AK Parti’ye ve Sarayın danışman kontenjanına dâhil ettiği Kemalist kadroların Kılıçdaroğlu antipatisini kendisi için bir çıkış olarak görüyor: AK Parti’nin siyasal hayatının devamlılığı açısından yıkıcı ama Erdoğan için bir çıkış…
Tarafların seçim öncesi ‘olmazları’ olur gösterme çabaları meydanlarda yankılanmış, karşılıklı yarıştırılan vaatler için yükselen çığlıklar gökyüzündeki kuşları bile ürkütmüştü. Seçmen bu yüzden hem iktidara hem de muhalefete, karşılıklı birçok mesaj verdi. Kime yumuşak, kime sert, ona da siz karar verin!
14 Mayıs’ın arifesinde, biraz da 1950’nin 14 Mayıs’ından hevesle, değişimi arzulayan bir dip dalgadan bahsediliyordu. Lakin bu, milliyetçi bir dip dalga çıktı. Cumhur İttifakının beka ve güvenliği öne çıkaran, muhalefeti terör örgütleriyle özdeşleştiren, dini ve milli değerlerin tehdit altında olduğunu söyleyen, HDP destekli bir yapının ülke için tehlike teşkil ettiğini belirten söylemi seçmende ciddi karşılık buldu. Kendi adıma, iktidarın 2018 ve 2019 seçimlerinde abartarak kullandığı bu dilin istiap haddinin dolduğu kanaatindeydim. Lakin MHP’nin, İYİ Parti’nin, Zafer Partisi’nin ve Sinan Oğan’ın aldıkları oy oranları, bu dilin, bütün tüketilmişliğine karşın, daha seçim kazandıracak kadar bir kudrete sahip olduğunu açığa çıkardı.
AK Parti 2010’ların ilk yarısından itibaren başlayan yavaş ama kararlı oy erimesine karşı ittifak arayışlarını başkanlık sistemine geçişle bloka dönüştürerek halletti. Böylece karşı tarafa geçiş ihanet haline geliverdi. İşte bu noktada Erdoğan artık %35’lik AK Parti’nin değil %50’lik Sağ Blok’un doğal başkanı. Erdoğan, gücünü artık bu pozisyondan devşirdiği gibi onu AK Parti genel başkanı olmasına göre çok daha güçlü kılıyor. Bu sağ blokun kendi içinde ise fikirsel olarak uzlaşması o kadar kolay değil. Ancak nelere karşı oldukları konusunda hemfikirler.