GÜNÜN YAZILARI

Balzac: Toplumsal yaşamın patologu

Tutkulu insanları, vahşi ve acımasız bir yükselme hırsı ile dolup taşan insanları resmeder Balzac. Onun kahramanları, bir hedef tayin eder ve o hedefe müthiş bir konsantrasyon ile sarılırlar. Gözlerini başka bir yere çevirmezler, yollarından asla sapmazlar. Durgun insanlar, Balzac’ın ilgi sahasının dışındadır; o, kendini baştan aşağı tek bir şeye -aşka, paraya, sanata, cimriliğe, fedakârlığa, politikaya, cesarete vb.- vakfeden insanlarla alakadardır.

“Hiçbir şey olmasa bile kesin bir şeyler olmuştur” modunda konuşanlar! Ben oradayken hiçbiriniz yoktunuz!

Merak ettiğim husus şu: Bir vesileyle bu davalarda sanık ve de müdafi olarak yer almış bizlerin bile unutmaya çaba gösterdiği bir takım hukuk ihlallerini birileri, neden “yokmuş” gibi bir algıya yüklemeye çalışır? Üstelik davanın herhangi bir duruşmasına bile gelmeden, onu izlemeden ve o havayı solumadan. Oysa ceza duruşmalarında sanıkların söylem şekli, ses tonu, jestleri ve mimikleri çok şey anlatır. Bir kanaat edinmek için bile “orada olmak” gerekir.

Ukrayna-Rusya harbi bitmeyecek mi?

Mesul makamda olmamanın verdiği cesaretle ben de bir barış planı yaptım. İlk aşamada iki tarafın askerlerinin durduğu hattın iki tarafına Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararı ile BM askerleri yerleştirilecek. Fakat çatışmaların durduğu yerlerin Kore ve Kıbrıs gibi donmuş ihtilaf (frozen conflict) haline gelmemesi için Rusya’nın “ilhak” ettiğini ilan ettiği bölgeler ve Kırım 5-10 yıl gibi bir süre için BM yönetimine (vesayet denebilir) devredilecek. Ayrıca, Rusya’nın azınlık haklarının ihlal edildiğini söylediği yerlere Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Örgütünün (AGİT) denetçileri gönderilecek.

Biz bu filmi izlemiştik ama bazıları hatırlamıyor

28 Şubat günlerinde ordu ve ordu yanlısı medyanın propagandası terör ile irtica işbirliği iddiası üzerine kuruluydu. İrtica terörden daha tehlikeli ilan edilmişti. Ama bununla da kalınmamıştı. Doğrudan Refah Partisi ile PKK ilişkili gösteriliyordu. Genelkurmay’da medyaya ve yargıya verilen ünlü irtica brifinginde uzun uzun bu işbirliği üzerinden durulmuştu...
- Advertisement -

Nedir şu bir türlü gerçekleştiremediğimiz “adil yargılanma hakkı”

Önce ilk derece mahkemesi, ardından istinaf, ardından -koşulları varsa- Yargıtay ve son olarak AYM’den çıkan kararlardan sonra dahi adil yargılamayı beceremeyebiliyoruz! Çünkü AİHM’den hâlâ ihlal kararları çıkıyor. Bu nedenle insan haklarını sıkça ihlal eden ülke statüsüne giriyoruz. Neticede adil yargılanma hakkını ihlal konusunda bazen Rusya bazen de eski Doğu Bloku ülkeleriyle yarışıyoruz.

En Son Çıkanlar