GÜNÜN YAZILARI

Sessiz Lüks: Para konuşur, servet fısıldar

“Quiet luxury” (sessiz lüks) veya “stealth wealth” (gizli zenginlik) geçici bir trend değil, bir hayat tarzı, bir tavır. Kökleri 1800lerin sonuna doğru büyük zenginleşme yaşanan Amerikan Gilded Age’ine (Yaldızlı Çağ) veya 1700ler Madame Pompadour Fransa’sına, şatafata tepkiyle şekillenen bir yaşam tarzı. Görgüye ve köklü zenginliğe övgü. “Sessiz lüks”ün geniş kitlelerin ilgisini çekmesi ise son 5-6 ayda oldu. Bu ilgi patlaması, birkaç magazin vakasıyla da tetiklendi. Bunlardan biri Gwyneth Paltrow’un dava duruşmalarına giderken giydiklerinin haber yapılmasıydı. Çok sade, hatta sıradan görünmesinin arka planını deştiler, mesela düz beyaz boğazlı kazağının $1500 dolarlık etiketini haber yaptılar. Jüriye “bakın ne kadar mütevazıyım, sadeyim, ben de sizin gibiyim” derken, sadece kendi statüdaşlarının anlayabileceği sessiz lüksü de üzerinde taşıyordu.

Canan Karatay iyiliğimizi mi istiyor?

Canan Karatay, spor salonlarının zararlı olduğunu söyledi. Daha önce de sporcu gıdaları için kansorejen demişti. Ne yazık ki sporcu hayatı gibi örnek alınması gereken bir yaklaşım, ülkemizde yaygın bir şekilde hor görülüyor. Her neyse, söylendiği gibi spor yapmak, spor salonu içerisinde spor yapmak, sporcu besinleri ve karbonhidratlar zararlı mı? Gelin birlikte bakalım.

Ramy: New Jersey’de Müslüman bir genç olmak…

Oraya gidince memleketin birçok açıdan hiç de uhrevî sayılamayacağını anlıyor Ramy. O ilim irfan sahibi olduğu sanılan akrabalar sadece Ramy’nin getirdiği hediyelerle ilgileniyorlar. Daha ilk günden Ramy’i Amerika’da bol bol bulunan zincir restoranlarda fast food yemeye götürmeye çalışıyorlar. Yaşıtları “dejenere” Amerikalılarla yarışacak düzeyde, üstelik de bu sefer sadece taklit bir Batılılık içinde. Belki Amerika’da olduğundan daha da “haram” bir hayat yaşanıyor Mısır’da. Devir, işini bilme, kendi çıkarların için herkesin üzerine basıp geçme, en önemlisi de her şeyi yapıp hiç “suçluluk” duymadan “iyi bir Müslüman” olmaya devam ettiğine kendini inandırma devri.

Babalar ve oğulları

“Devlet Baba”, Ağababa, Paşababa, “Süleyman (Demirel) Baba” var, “İnci Baba” niye olmasın! Huşûyla izlenen “The Godfather”ın kısa, yerli tercümesi de öyle zaten. Adamlar yapmış… Biz de deniyoruz elbet. “Baba”yı cümle içinde kullanınca klasik örnek de, “Kurtar bizi Baba”. Kurtarılmamız gereken batasıca kahır dünyası, en baba müziğini de getiriyor: “Müslüm Baba”… Ona ibadet de jiletle kendini keserek oluyor tabii. Konserde kan kardeşliği.
- Advertisement -

Anayasa Mahkemesi yol gösteriyor

AYM “Abbas Yalçın ve diğerleri” kararında 2014-2021 yılları arasında kendisine yapılan 30 civarında başvuruyu tek dosyada birleştirerek verdiği Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması ile ilgili ihlal kararında şöyle diyor: “HAGB kurumunun bu şekilde uygulanması, hiç kuşkusuz aynı zamanda toplumun diğer mensuplarını da düşüncelerini serbestçe açıklamaktan ve toplantı ve gösterilere katılmaktan caydırır. Usulsüz yargılamalar sonucunda cezalandırılma korkusunun doğurduğu caydırıcı etki, toplumdaki ve kamuoyundaki farklı seslerin susturulmasına yol açar ve hiç kuşkusuz çoğulcu toplumun sürdürülebilmesine de engel olur.” Görüldüğü üzere AYM, ifade özgürlüğü ile toplantı ve gösteri özgürlüğünün serbestçe kullanılabilmesini toplumun temel ilerleme noktalarından görüyor, kabul ediyor. Ama bir de yaşayan Türkiye var.

En Son Çıkanlar