GÜNÜN YAZILARI

Bir mehabetli sabah mı oldu Harbiye’de?

Sosyal medyada paylaşılan tepkilere bakılırsa, Harbiyeli öğrencilerin jilet gibi bir hiza-istikamet içinde dua ettiği bu görüntüler seyircilerin bir kısmında zafer, fetih ve şükür, bir kısmında ise yenilgi veya en azından bir şaşkınlık duygusu yaratmışa benziyor. Bana ise II. Abdülhamit dönemi Harbiyesinde okul idaresince zorla namaza götürülen, iki on yıl sonra ise Cumhuriyeti kuran Harbiyelileri hatırlattı bu görüntüler.

Ne Türkiye’ye ne Şili’ye kısmet: Demokratik yeni anayasa

Dün (4 Eylül) Şili’de halk sandığa gitti ve 2 senelik bir emeğin ürünü olan 388 maddelik anayasa taslağını oyladı. Halkın %60’ı ülke tarihinin en ilerici anayasası olarak kabul edilen metni reddetti. Solcu bir meclisin hazırladığı anayasa, ülkedeki muhafazakârların, liberallerin, milliyetçilerin onayını alamadı. Tavizsiz idealizm, maksimalist tutum, uzlaşıyı engelleyen net kırmızı çizgiler yine hüsranla sonuçlandı, halkın okumadığı metin karşılık bulamadı. Şili’de yaşanan bu süreç Türkiye’yi yakından ilgilendiriyor. 2017 Anayasa referandumunda Türkiye’deki “Hayır” cephesi, 1988 Şili referandumundaki Pinochet muhalifi “Hayır” kampanyasını örnek almıştı. Sanırım bugün de Türkiye’nin yeni ve demokratik bir anayasa için hem 1988 hem 2022 Şili referandumundan dersler çıkarması gerekiyor.

Suriye muamması

Mülteciler ülkelerine zorla gönderilemeyeceğine göre, kendi iradeleriyle geri dönmek isteyebileceklerin sayısının da pek küçük olması nedeniyle kamuoyunun bu gerçeğe alıştırılması gerekiyor. Ne yazık ki bizde halka acı reçete vermek yerine popülist söylemlerle uyutmaya çalışmak ezelden beri siyasilerimizin tercih ettiği yol olmuştur. Ancak mantıkları siyasi tartışmalar tarafından köreltilmemiş yorumcular en azından mültecilerin geri dönüş hedefinin gerçekçi olmadığını, onları ülkemize entegre etmenin yollarını araştırmanın zamanının geldiğini hatırlatmalıdır.

Memoria: Rüya içinde rüya

Weerasethakul filmlerinde hayaletler ana karakterler ile aynı masa etrafında toplanıp sohbet edebilir ya da seneler önceye ait sesler aniden bir odayı ya da bir zihni istila edebilir. İzlediğimiz “rüya içinde rüya”dır. Başkasının rüyası ile irtibat kurmak ne kadar mümkünse Weerasethakul’un film rüyaları için de aynısı geçerlidir.
- Advertisement -

Emrah Serbes’in ‘T’sinden daha mı önemli?

Yine yeniden delikanlılığın kitabı yazıldı, dizisi çekildi. Buyrun, okuyun, buyrun izleyin. Behzat Ç. amirimiz bakalım kimlere haddini bildirecek? Bize ne biçim hayat dersleri verecek? Belki vicdanı, aşkı, bu hayatta adaleti sağlamayı, güçlülerin de ne kadar mahzun ve kırılgan olabildiğini, büyük dertlerle uğraşırken insan olmanın zor olduğunu anlatacak. Buyrun, içlenerek izleyin. Ama hiç olmazsa, şunu aklınızdan geçirin: Keşke Emrah S. bir kurgu karakter olsaydı da Behzat Ç.’nin ona haddini bildirdiğini, bir romanda ya da dizide de olsa, görseydik.

En Son Çıkanlar