GÜNÜN YAZILARI

Varolmanın hafifliğine mi ağırlığına mı dayanmak zor?

Kundera, istisnaları bir kenara bırakırsak, “doğal olarak”, kendine solcu, sosyalist ya da Marksist diyen birçok kişi tarafından pek de sıcak karşılanmadı ülkemizde. Bıçkın solcularımız hemen Kundera sevmeyi “bir nev’i” yasakladılar, severek okuyanları küçümseme yarışına girdiler. Zaten hemen sonrasındaki yıllarda, duvarın yıkılması, Sovyetlerin çöküşü vs de, tahmin edilebileceği gibi, onları hiç bağlamadı. Her zamanki gibi biz anlamak isteyenler takıldık kaldık bu konulara.

Bulunur mu biri?

“Eski bir sandık, /Ki açmamış yıllardır /Hiçbir anahtar kilidini, /(…) Birini bulurum mutlaka, /Yangınımı körükleyen birini. /Biri mutlaka vardır /Zonguldak’ta, Sivas’ta, /Yakında ya da uzakta, /Binlerce baca arasında /Dumanı lekesiz biri.” Metin Altıok’un Sivas’ta yakılmadan önce yazdığı bu dizelerdeki gibi… Katliamdan 30 yıl sonra sandığı açacak biri bulunur mu acaba? “Dumanı lekesiz biri”…

Kimsenin aklına gelmemiş orijinal bir fikir: Tarikatları kapatmak

Tarikatları bitiremez, devlet gücüyle kapatamazsınız. Atatürk’ün bile yapamadığını siz yapamazsınız. Denendi ve olmadı.

Amerika kendi 6-7 Eylül’üyle yüzleşiyor: Beyazların yaktığı Black Wall Street’in hesabını kim verecek?

Salı günü Oklahoma mahkemesi, 108 yaşındaki üç siyah Amerikalı’nın açtığı tazminat davasını reddetti. Asırlık çınarlar, 1921 yılındaki Tulsa Katliamı’ndan sağ kurtulmuştu. Tulsa Katliamı’nda, beyaz çeteler zengin siyah orta sınıfın yaşadığı “Black Wall Street” olarak anılan Greenwood semtini yerle bir etmiş, 191 iş yerini, 1300 evi yakmış, 300 siyahı katletmişti. Katliamdan sağ kurtulan üç siyah 100 yıl sonra, Tulsa belediyesinden, ordudan, emniyet teşkilatından tazminat, katliam mağdurlarının torunları için vergi affı talep ediyor, semt için de hastane yapılmasını istiyor. Tulsa Katliamı yaşanmasaydı, günümüzde Tulsa’da siyah iş insanlarına ait dükkanların, fabrikaların olacağı, güçlü bir siyah orta sınıfın yatırımlarıyla kaynaklarıyla Amerikalı siyahlara örnek ve destek olacağı kesin. Fakat ne hukuk sisteminin ne de siyasi atmosferin böyle bir talebi karşılaması şimdilik imkansız.
- Advertisement -

Yine 15 Temmuz soruları: Muhataplarının ‘duymuyormuş gibi’ yapamayacağı günlerin geleceği umuduyla…

Soruları suya yazılmış gibi olanların psikolojisini bilenlerdenim; en çok da her yıldönümünde dile getirmeyi itiyat edindiğim 15 Temmuz sorularını bir daha, bir daha sorarken hissediyorum bunu. Yine de en doğrusu ısrarla sormak ve muhatapların cevaptan kaçamayacağı günlerin gelmesini umutla beklemek… İşte benim “hâlâ cevaplanmamış oluşuna hâlâ şaşırmadığımız” diye tanımladığım 15 Temmuz sorularım…

En Son Çıkanlar