Çanların kimin için çalındığını 500 yıl önce duyuran vaiz, şair John Donne’ın dizeleri, aşk, tanrı, ölüm üçgeninde gezinen bir münazara alanı. Şiirleri, “edep”le edebiyat arasında terbiye, ahlak, hicap, haddini bilmekle kurulmaya çalışılan asma köprüleri sarsıyor. Donne “seks” kelimesini “cinsellik” anlamında kullanan ilk İngiliz yazarı. Ve “kadınların yüreğini hoş tutacağı yerde onların aklını karıştıran” bir gafil. Zira ona göre kadınların tek kusuru erkeğine bağlılık.
Henüz 3 sene önceki seçimlerde tarihi bir zaferle yüzde 50 oy alan ve Yeni Zelanda Başbakanı seçilen Jacinda Ardern, 43 yaşında istifa edeceğini açıkladı. Chirstchurch Cami baskını mağdurlarıyla dayanışması nedeniyle takdir toplayan Ardern’in oy oranı, dünya normale dönerken kaldırmadığı pandemi tedbirleri (maske, aşı, mesafe zorunlulukları) ve yükselen enflasyon nedeniyle düşmüştü. Bu yeni koşullarda iknaya odaklanan bir dil yerine daha sert bir söylem benimsemeye, rakip siyasetçilere hakaret etmeye başlamıştı. Ailesine ve kendisine tehditler de eklenince Ardern, başladığı hikâyenin sonunun geldiğini gördü ve tadında bıraktı. Dünyanın en genç kadın başbakanlarından biriydi, şimdi ise dünyanın ilk EYT’li başbakanı. Fakat emekliliğinde, emekli olmamak için her yolu deneyen, yenildiği seçimleri dahi kabul etmekte direnen liderlerden daha mutlu ve huzurlu olacağı kesin.
İktidar, Yeni İttihatçı ideolojik tercihi bu seçim vasıtasıyla onaylatma, ona meşruiyet kazandırma peşinde. 14 Mayıs tarihi bu meşruiyet arayışı için ideal bir sembol. İktidarın ‘Yeter, söz milletindir’ diyerek önümüzdeki seçimleri kazanması halinde ‘Millet’ iktidara gelmiş addedilecek ve muhalefet (ideolojik açıdan) bir bütün olarak ‘Millet’in dışına itilebilecek. O noktadan sonra tek parti iktidarı artık ‘Millet’ in doğal iktidarı olarak sunulacak… ‘Millet’ kendi karşısında gördüğü güçlere ‘Yeter’ demiş olacak ve ülkeyi kendi organik tamamlayıcısı olan iktidara (devlete) teslim edecek.
Altı partinin kendi aralarında bir yönetim şeklinde mutabık kalmaları “vesayet” olarak nitelenemez. Vesayet, dışarıdan dayatılan ve iradeyi sınırlayan bir hali ifade eder; aktörlerin iradeleriyle bir anlaşmaya varmalarına “vesayet” demek, en iyi niyetli yorumla, bu kavramın içeriğini boşaltmaktan başka bir mana taşımaz.
Doğal hâlinde insanın tanımlayıcı özellikleri merhamet, işbirliği, yardımlaşma, diğerkamlık ve empatidir. Şempanze ve bonobolardan yunuslar ve kurtlara kadar, toplum hâlinde yaşayan tüm canlılar için bunlar avantajlı ve olmazsa olmaz özelliklerdir. İnsan kötü, bencil, şiddete düşkün bir hayvan değil, toplumsal yaşamın yontup şekillendirdiği iyi ve sosyal bir hayvandır, sosyalizm için biçilmiş kaftan bir yaratıktır.