GÜNÜN YAZILARI

Hablemitoğlu cinayetindeki polis-savcı kadrosu ve güldüren mugalata: ‘FETÖ’cü polisler ve savcılar delil toplamadı…

2002’de işlenen Hablemitoğlu cinayeti soruşturması 2015’te yeniden canlandırıldığında görüldü ki dosya bomboş. O kadar ki, bırakın böyle siyasi bir cinayeti, sıradan cinayetlerde bile otomatik olarak baş vurulan standart delil toplama işlemleri bile yapılmamıştı. Bu tuhaflığı açıklamak üzere 2015’ten günümüze kadar hiç bıkmadan tekrar edilen bir tez var ki en az bu tuhaflık kadar tuhaf: “Dosya boştu” deniyor, “çünkü ‘FETÖ’cü polis ve savcılar delilleri toplamadı, kararttı…” 2002 ve sonraki yıllar için pek komik bir tez…

CHP’nin ve İYİ Parti’nin şahinleri

Bunların çoğunluğu, CHP’li değil. “Kibar solcular” diyebiliriz… Ulusalcı çizgi... “Gericiliği” yenmek gerektiğini söylüyorlar. Cumhuriyet’in temeli olarak varsaydıkları “katı laikçi” çizgiyi bırakmak istemiyorlar. İYİ Parti içinde ve çevresinde, bazı simetrik sıkıntılar yaşandığı görülüyor. Ülkücü bir çekirdekle MHP’den ayrılıp yola çıkan Akşener ve çevresi, sert ve muhafazakâr bir geleneğin bazı alışkanlıklarını hâlâ taşıyor.

Solun diğer sınıf kahramanları ve “ilkel komünizm” problemi

“Yiğit, şehit, katil, işkenceci”yi baştan okudum ve ana fikir için verilebilecek daha birçok örneği atladığımı; ayrıca, birçoğunun temelinde yatan esas ideolojik kurguyu da yeterince açmadığımı düşündüm: Marx’ın “ilkel komünizm” teorisi.

Özel hatıralarıyla Orhan Pamuk

Deftere “Sakin ol Orhan!” diye yazmış. “Bu yazdıklarım bir gün yayınlanırsa… Bazı yerler, korkular, telaşlar, siyasi öfkeler… Böyle yazarken mutlu olduğum için yazıyorum” diyor. Zor zamanlarda desteğini istediğimde hiç duraksamadı.
- Advertisement -

İZLENİM | Erdoğan’ın Diyarbakır ziyareti: Bitmiş bir hikâyenin hüznü

Kamu kurumları teyakkuza geçirildi, mitinge katılımları için kamu personelleri lisan-ı münasip ile uyarıldı. Teşkilatlar ve partiye angaje sivil toplum örgütleri sahaya çıkarıldı, çevre il ve ilçelerden partililer Diyarbakır’a taşındı. Cumhurbaşkanı sıfatıyla devletin bütün araç-gereçleri emrine amade kılınan Erdoğan geldi ve genel başkanı olduğu partinin propagandasını yapıp gitti. Şehir, Erdoğan’ın gelişiyle dalgalanmadı. Geçmişte “Acaba ne söyleyecek?” diye dikilen kulaklar, artık pek bir oralı olmadı. Ufukta bir şey gözükmediği için, dönüp bakanların sayısı çok sınırlı kaldı. Devlet partisi olmanın da böyle bir handikabı var; şehre dokunamıyor sadece bürokrasiyi harekete geçirebiliyorsunuz!

En Son Çıkanlar