GÜNÜN YAZILARI

Yalım Eralp yorumluyor: Husilere yönelik operasyon gösteriyor ki Gazze’de savaş dursa da Orta Doğu’yu güç yıllar bekliyor

Gazze’de savaş dursa da Orta Doğu’yu güç yıllar bekliyor. Orta Doğu bir barış bölgesi olmadığı sürece durum düzelmez. Bunun için, Suriye’de durum normale dönmeli. Lübnan’da ciddi ve istikrarlı bir hükümet kurulmalı. Suudi Arabistan ile Yemen uzlaşmaya varmalı. En önemlisi Filistin devleti kurulmalı. Netanyahu sonrası İsrail topraklarını genişletmekten vazgeçmeli. Etrafı karıştırmamalı. Amerika artık bölgede oyun kurmaya çalışmamalı. Keza Rusya da… Avrupa Birliği ise politika üretmeye çalışmalı.

“Eskiyi unut yeni yolu tut”

Türkiye kötü şehircilik örnekleriyle dolu. Çirkin yapılaşma, deprem tehlikesi altında olmasına rağmen bu konuda hiçbir ciddi önlem almayan, alamayan örneklerle karşı karşıyayız. İktidar ya da muhalefet bu açıdan, şehirleri berbat etme bakımından çok bir fark göstermiş değil. Şehirlerin de bir kimliği, bir karakteri vardır. Çarşılarıyla, dini yapılarıyla, çeşmeleri, hanları, hamamları, konaklama yerleriyle bir bütün olarak bir anlam ifade ederler.

Çaresiz bıraktığından minnettarlık devşirmece: Sabahları çorba, Cumaları etli pilav

Benim ölçülerimle ahlaki açıdan en kötü yönetim, kendi beceriksizliği (ya da ideolojisi, zihniyeti vb) nedeniyle mutsuz ettiği, çaresiz bıraktığı insanlara birtakım çerezler sunan ve bunlardan dolayı kendisine minnettarlık duyulmasını bekleyen yönetimlerdir. Böyle iktidarları, sert-gaddar sorgucudan sonra elinde su şişesiyle sorgu odasına giren, sorgulananın varoluşsal zaaflarını sömürerek onu çözen ‘nazik, anlayışlı’ sorguculara benzetiyorum ve öfke duyuyorum.

AK Parti neden siyasetten aday çıkaramadı?

Peki, bizzat kendisi siyasetin çekirdeğinden gelmiş Erdoğan’ın İstanbul için aralarında tercih yaptığı adaylar neden siyaset değil de bürokrasi kökenliydi? Çünkü AK Parti, uzun bir süredir artık devletle iç içe geçmiş bir parti. Valiler, bürokratlar, emniyet müdürleri hatta Genelkurmay Başkanları siyasileşti. Parti kadrolarıyla, bürokrasi kadroları birbirine karıştı. Özgürce siyaset yapma, konuşma tekeli sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan’da olunca, diğer siyasilerin profilleri silikleşti.
- Advertisement -

Sen o kadar eder misin Abdülkerim

Biz iyi liselerde okumuş, üniversite mezunu, yabancı dil bilen ve her türlü kültür aktivitesine, manen de olsa, iştirak eden “çağdaş” insanlar olarak “hak ettiğimiz” refah ve ayrıcalığa ulaşamadığımız için hayıflanıp, bize öğretilenleri zerre kadar sorgulamadan, birilerine hâlâ “sen o kadar eder misin” sormayı tercih ediyoruz. Bunu sadece biz de yapmıyoruz. Bütün dünya olarak bu durumu yaşıyoruz aslında. Sonunda da duyduğu her şeye şaşıran haberci/yorumcular gibi “Allah Allah nasıl oldu da dünyada uç partiler iktidara geliyor” diye soruyor. “Aydın” kişiler olarak çıldırasıya cevaplar arıyoruz.

En Son Çıkanlar