GÜNÜN YAZILARI

İran sinemasından yine parlak bir örnek: Güzel şeylerin olmasından bile korkan “Leyla’nın Kardeşleri”

İnsanın sürekli alışık olduğu duyguya dönmek istemesi, yalnızca olumlu duygulara özgü değil. Sürekli başarısızlık ve mutsuzluk duygusunu taşımış birisi de bildiği, alıştığı o duyguya dönebilmek istiyor. Çünkü yabancısı olduğumuz durumların bize vereceği tek duygu, kaygıdır. Bu yüzden Leyla’nın erkek kardeşlerinden biri olan Ali Rıza’nın dediği gibi, güzel şeylerin olması bile insanı bazen korkutabiliyor.

Muhalefetin kampanyası ve sınırları

İktidar, muhalefeti kendi belirlediği bir alana hapsetmek, hep suçlamaların gölgesi altında tutmak ve bu gölgelerle mücadeleye etmeye zorlamak ister. Muhalefetin yapabileceği en büyük yanlış, iktidarın bu oyununa gelmek olur. İktidarın ithamlarına sürekli cevap yetiştirmeye çalışmak muhalefetin enerjisini emer. Eğer muhalefet bu kısırdöngüye kapılırsa, geçmiş olsun!

Dünya dönüyor

Seçime üç hafta kaldı ve beklendiği gibi dışımızdaki dünyaya karşı zaten zayıf olan ilgimiz daha da azaldı. Fakat dünya yine de dönüyor ve kamu oyumuz ile medyamız başka meşgalelerden dolayı onlara pek odaklanamasa bile her yerde bizi doğrudan veya dolaylı bir şekilde etkileyen bir şeyler oluyor.

Nostaljik filmlerle seçim (2): “Bi daha” mı “Tövbeee!”

İktidarın “Manav Amca”lı reklâm filminin başındaki ve sonundaki müzikal “Bi daha, bi daha…” nakaratı, kulağıma Millet İttifakı’nın seçime uyarlanan “Sana söz yine baharlar gelecek”i seslendiren Levent Yüksel’in o ünlü “Bi daha” şarkısını bağırıyor. Fikrimce AK Parti’nin o filminin yapımcıları o şarkıyı duymamış. Yoksa şarkıdaki “Bi daha, bi daha” nakaratının “Tövbeee, tövbeee!”ye bağlandığını görüp, hemen vazgeçerlerdi.
- Advertisement -

Peki, laik muhaliflerin hepsi gerçekten rasyonaliteyi mi temsil ediyor?

Bu yazının esas sorusu şu: Evet, Erdoğan seçmeninin motivasyonu ağırlıklı olarak kimlik karşıtlığından besleniyor, güçlü bir duygusal bağlılığı ifade ediyor. Kötüye giden bunca şeye rağmen kulağını muhalefete açmayan, eli o tarafa gitmeyen bir sosyolojiyle karşı karşıyayız. Peki; bundan şikâyet eden, kızgınlık besleyen laik muhaliflerin hepsi gerçekten rasyonaliteyi mi temsil ediyorlar? Hakikaten kimlik duygularını aşabildikleri bir düşünce dünyasından mı konuşuyorlar?

En Son Çıkanlar