GÜNÜN YAZILARI

“Hafıza Odası”nın sancısı

Sanatçı kendi zamanının tanığıdır, ne bir ahlak polisidir ne de ziyaretçilerin örf-adet denetçisi. Bazı ziyaretçilerin bazı davranışları, kimi kesimlerce münasebetsiz görülebilir, bunlardan rahatsızlık duyulabilir. Lakin bu, bir sanat eserinin itibarsızlaştırılmanın gerekçesi yapılmaz. Hele bunun üzerinden bir serginin saldırıya uğraması asla kabul edilemez.

Güneşli bir sonbahar… Biz nerelerdeyiz?

Türkiye, 10 büyükelçiyi sınır dışı edecek mi, etmeyecek mi? Ederse ne olur, etmezse ne olur? Tanıdıklar soruyor: "Dolar yükselmeye devam eder mi?" Küçük tasarruf sahibi, biriktirdiği paranın dolar karşısında eriyip gitmesinden korkuyor. Bazı yorumcular, “Büyükelçiler böyle bir açıklama yapamaz” diyerek açıklamayı eleştiriyor. “Öyle de olsa sınır dışı çok ağır bir yaptırım olur, ağır sonuçları olur” demeyi de ihmal etmiyorlar.

Katı olan her şey buharlaşıyor, Diyarbakır’da da

Solcuların, liberallerin, AK Parti iktidarının çözüm çabalarıyla muhafazakar kesimin farkına vardığı bu acı hakikatlere, bu sergi sayesinde bugüne kadar buraya dönüp bakmamış beyaz Türkler de baktı. Bunlar onların da ortak hakikatleri olmaya biraz daha yaklaştı. Hafıza Odası sergisi, ortak bir hafızanın kurulmasına hizmet etmiş oldu. Bu sırada, sanatın, diyaloğun, iyi müziğin ve iyi yemeğin etkisiyle Marx’ın meşhur sözündeki gibi katı olan her şey buharlaştı.

YAE düşmanlığı (4) Marx’tan demokrasi ve reform dersleri (hem de 1848 yılında)

1848’de monarşi ve aristokrasiyi devirmenin, 2000’li yılların başlarındaki karşılığı askerî-bürokratik vesayet rejiminden kurtulmaktı. Liberal burjuvaziyle koalisyon aramanın karşılığı, AK Parti’nin bütün demokratik adımlarını desteklemek. Almanya’nın Birliği tasavvuruna sırt çevirmemenin karşılığı da 2010’deki anayasa değişikliği önerilerini omuzlamak. O zaman, 19. yüzyıl ortalarının Weitling, Herwegh ve Gottschalk’larının zihniyetini, 2010’da ve bugün, hangi kafa temsil ediyor acaba?
- Advertisement -

Bu adımın rasyonalitesi, Batıdan tümüyle kopmak mı acaba?

Ülkeler birbirlerinin diplomatlarını, hele büyükelçilerini, kolay kolay sınırdışı etmez. Çok vahim bir işlemdir, büyükelçi sınırdışı etmek. Düşmanlar arasında bile. Daha çok casusluk, sabotaj, suikast gibi nedenlere dayandırılır. Bütün Soğuk Savaş dönemi boyunca, 1952’de George Kennan Sovyetlerin sırf ideolojik gerekçelerle “persona non grata” ilân ve sınırdışı ettiği tek ABD büyükelçisi oldu.

En Son Çıkanlar