GÜNÜN YAZILARI

Echart Tolle, ego, aydınlanma ve sosyal medya üzerine

Orta Çağ Avrupası’nda bir fikir ayrılığı yaşarsanız bu sizi ölüme kadar götürebilirdi. Benim inandığım şeye inanmıyor musun? O zaman seni öldürüyoruz. Bu binlerce yıl önce kabilesel ego ile ortaya çıkan bir şey. Sizin bir kabileniz var. Kendi kabilenizle kimliğinizi özdeşleştiriyorsunuz. Kendi kabilenizden olan insanlara iyi davranıyorsunuz. Başka kabileden olan insanlara da kötü davranıyorsunuz. Onlar size göre kabilenizden aşağıdalar. Bunlar egonun en ilkel dışavurumları.

Mercan

Ümidini kestin annenden. Memeden kesildiğin gün onun da senden vazgeçtiğini anladın. Oysa gece geç saatte baban geldiğinde nasıl da heyecanlanmıştı annen. Kalbi kuş gibi çarpmıştı aşkla. Sonra baban usul usul anlattı annene, sen yatağın yanındaki beşiğinde yatıyordun. Uyuyamamıştın. Babanın ne dediğini anlamaya çalışıyordun. Tütün kokusu ve anason odayı doldurmuştu. Baban eşyalarını toplarken annen usul usul ağlamıştı.

Sabotajcıları yakalayın!

Sergey Loznitsa’nın 127 dakikalık belgeselini izlerken ister istemez insanın aklına az önce haberlerde izlediğiniz fahiş fiyatlarla ve fırsatçılarla mücadele haberleri geliyor. Karaborsacı soğancılar, fiyatları yükselten fırsatçı yumurta lobisi, fahiş zam yapan açgöz halciler, vatandaşın belini büken marketçiler... Nasıl olsa yüksek enflasyon, artan girdi maliyetleri, döviz kuru, Merkez Bankası’nın müdahaleleri gibi karmaşık ekonomik açıklamalardan daha net cevaplar bunlar.

Muhalefetin vizyonsuzluğu eleştirisi üzerine düşünceler

Çok parçalılık, muhalif hareketin, birleşenlerinin tek başına ulaşamayacakları genişlikte bir seçmen tabanına yayılmasının da bir ifadesi aynı zamanda. Önemli olan, bu genişliğin aşındırılmadan bir güç birliğine dönüştürülebilmesi. Bu nedenle, bileşenlerin birbirlerini iten yönlerini bırakıp, çeken yönleri üzerine ortak zemin inşa etmelerini teşvik etmek gerekir. Öte yandan, iktidarla olan rekabetin tuzaklı alanlarından da uzak durmanın önemini unutmamakta yarar var.
- Advertisement -

60 yıldır kapanmayan yara: Menderes ve arkadaşlarının siyasi idamı

Bürokratik kurumlar üzerinden güç devşiren ve halk çoğunluğunun taleplerini yok sayan vesayetçi elitlerin üsttenciliği (“elitist üsttenciler”) ile bunlara karşı geniş halk kitlelerinin desteğini alarak çoğunluk oyu üzerinden siyaset yürüten sağ partilerin hoyratlığı (“çoğunlukçu üsttenciler”) arasındaki çekişme karşılıklı kazanma-kaybetme-rövanş süreçleri şeklinde yürümekte; Türk demokrasisi bu iki uç arasında sarkaç gibi gidip gelmektedir.

En Son Çıkanlar