GÜNÜN YAZILARI

“Uzay Çiftçileri”nden Türkiye’nin ilk uzay misyonuna: #BuGörevSenin…

Ali Nar’ın, 1988 yılında yayımlanmış olan “Uzay Çiftçileri”, çeşitli cenahlardan insanlar için bir kült roman. Bir yandan konunun meraklıları açısından “ilk İslamî bilim kurgu romanı” olarak kabul ediliyor. Bir yandan da, bir rivayete göre, Cem Yılmaz GORA’yı yazarken bu kitaptan da esinlenmiş. Kitabı okurken Türk astronotların uzayda da olsa zaman zaman kendilerini kaybedip özlerine, mesela domates ya da eşek sevdalarına, sevdikleri ya da karşı cins hakkındaki hislerine vs döndükleri kısımlarda azıcık hatırlıyoruz GORA’yı.

Sultan-ı Yegâh’ın anlaşılamayan saltanatı

“Tavşan dağa küsmüş, dağın haberi olmamış...” deriz ya, biraz gücün-güçlünün, her türden iktidarın yamacında durarak... “Tavşan!” deriz o eğri tebessümle, “Dağa…” deriz keh keh. Oysa dağa küsen tavşanın kıymeti bilinmemiş hikâyesinin önemi, onun hazin cesareti, sessiz isyanı, dağları delen Ferhat mitinden az değil. Ben asıl dağa küsüp de deliğine çekilen ve orada ölen tavşanın hikâyesini merak ederim hep. Zira tavşanın dağa küsmesi sanattır.

“Finalleri oynamıyoruz, kazanıyoruz”

Serbestiyet yazarı Vahap Coşkun Independent Türkçe'ye yazdığı yazıda fanatik taraftarı olduğu Real Madrid’in Avrupa Şampiyonlar Ligi’nde kupaya uzanışını anlatı. Real Madrid’in kupa bağımlısı olduğunu belirten Coşkun’un yazısını serbestiyet okurlarıyla paylaşıyoruz.

İyi Müslüman, kötü Müslüman

Mesele sadece açlık, yoksulluk da değil. (Aktif AKP’liler ve aktif yalakaları için besbelli ki değil.) Maddî koşullara zenginliğin cazibesi de dahildir. “İktidardan pay ve refah devşirme” fırsatı, bu fırsatın açacağı kapılar ve getireceği para maneviyatı sarsar, zayıflatır, maddiyatı acilleştirir, güncelleştirir. Büyük çoğunluğun önünde böyle bir fırsat zaten yoktur; inançlarımız doğrultusunda yaşamaya, iyi insan olmaya devam ederiz. Bilmem Ne Bakanı atanan kişi için ise ahiret çok uzak, servet çok yakındır; kıyamet çok hafif, para çok ağırdır.
- Advertisement -

Sinop’ta turnaların konakladığı köye taş ocağı

Heradot'un haritalarında o dönemde Karadeniz'de Sinope ve Stafanos diye iki doğal liman vardır. Köyümüzde taş ocaklarının açıldığı bölge 1. ve 2. derece sit alanı olarak da tescillidir. 70’li yıllarda köyümüzün doğal liman özelliğinden kaynaklı iki mendirek yapılarak liman statüsü kazanılmış. “Usta Burnu” balıkçı barınağı olarak adlandırılmış ve idaresi şu an Ayancık belediyesindedir. Tarihi “Usta Burnu” taş ocakları nedeniyle tarumar edildi.

En Son Çıkanlar