Bir Bergman filmi izledikten sonra geceyarısı İstiklâl Caddesine çıktığınızı, yürüdüğünüzü düşünün. Nisan ayında bir gece yarısı. Hava biraz serin olsun. Yanınızda çok sevdiğiniz bir arkadaşınız var mesela. Pek fazla konuşmadan, sadece caddede değil, film ile gerçek hayat arasında bir yerlerde yürüyorsunuz. Sinema hakikaten büyülü bir şeydir, böyle zamanlarda daha da anlaşılır.
Gerçek hayatta öncü polisiye romanlara layık “fiyakalı” cinayetlere, katillere sık rastlanmıyor maalesef! Özel, “şık”, marka bir katile, o “karakter”e sıradan insanî kötülükler ekleyerek, yamayarak ulaşamıyorsun. Asıl maharet, katilden, yani o insandan onu “insan” yapan özelliklerini çıkarmak, eksiltmek. Hannibal Lecter o nedenle göz kamaştıran bir katil. Onu Hannibal yapan “kötü insan” özelliklerinin varlığı değil, insanî özelliklerinin yokluğu.
Hep yalvarmıştı. Ne çok yalvarmıştı! O kapı üzerine kilitlendiği andan itibaren… Kilidi açması, kendisini bırakması için yalvarmıştı. Patron sırıtarak anahtarı masanın üzerine bırakıvermişti. Anahtarı masadan kapıp, kapıya koşabilirdi. Hiç değilse bunu yapabilirdi. Yakalanıp tutulacak, engellenecek olsa bile… ama utanmıştı. Çocukluğundan beri itaatsizlik etmekten, isyankar davranmaktan hep utanmıştı.
4 milyon Suriyeli sığınmacıdan 200 bini bayramlarda Suriye’nin Türkiye’nin kontrolündeki bölgelerine gidip akrabalarını görüp bayramlaşıyor, evleri barkları olanlar tamir ediyor, bazıları tarlalarını sürüyor. Yıllardır bu sınırlı sayıdaki insanın yaptığı bayram ziyaretini diline dolayanlar hem Suriyelilerin geri dönmesini isteyip, hem de onların Suriye ile zayıflayan bağlarını koparmaya çalıştıklarının farkında bile değiller. Yükselen bu irrasyonel dalganın altında kalmak istemeyen devlet de bu en insani hakkı engelleme karar verdi bu yıl.
Aysel Tuğluk’un haksız şekilde cezaevinden çıkarılmaması üzerine dün, yani 22 Nisan’da “Aysel Tuğluk ve Tüm Hasta Mahkumlara Özgürlük” için bir basın açıklaması yapıldı. Bu basın açıklamasından öğreniyoruz ki bu çağrı 54 farklı ülke kadınlarından destek gördü, pek çok baro, avukat örgütleri tarafından desteklendi. Basın açıklamasından sonra yapılan panelde tıp doktorlarının konu ile ilgili söyledikleri de Türkiye’nin utanç vakalarını arttıracak nitelikte.