Türkiye Dışişleri Bakanlığı’nın, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın insan hakları raporunu “asılsız iddialar içerdiği için talihsiz” bulduğunu ve “külliyen reddettiğini” okuyunca aklım yıllar öncesine, başörtüsü yasağı ile umutsuzca mücadele ettiğimiz dönemlere gitti. İşte o zamanlar, çeşitli insan hakları kurumlarının ve elbette ABD’nin dini özgürlükler raporlarını yine umutsuzca bu problemimizin varlığına delil olarak göstermeye çalışırdık.
Açık ki altılı masa o aranan heyecanı hiçbir zaman vermeyecek. Çünkü altılı masa Türkiye’deki heyecanlı kutuplaşmaya verilmiş bir mola. Klasik siyasi tansiyonu düşüren bir sakinleştirici, hız tutkunlarını mutsuz edecek bir fren. Belki de altılı masanın vermek istediği, birilerini heyecanlandırırken, diğerlerini korkutan bir siyasi heyecan değildir.
Şahit olmadıysanız, sahneyi hayal etmeye çalışın lütfen. Fox TV’de savaş tartışılıyor. Konunun uzmanı olarak Deniz Ülke Arıboğan davet edilmiş, konuşuyor. Ukrayna’nın Rus uçağı düşürdüğünün söylenmesi üzerine Arıboğan heyecanlanıyor. Fiziksel duruşu ve ses tonu değişiyor, hafifçe Rambo’ya benzeyen bir ifadeyle, “Nasıl düşürdü, ona iyi bakmak lazım. Bizim İHA’larla düşürdülerse… Eğer Türkiye’nin ürettiği İHA’larla, SİHA’larla düşürdülerse, bunların satışları da çok farklı bir çerçevede değerlendirilebilir” diyor.
Bir Arada Yaşarız Eğitim ve Toplumsal Araştırmalar Vakfı (BAYETAV), “Türkiye’de Bir Arada Yaşarız” adını taşıyan kapsamlı bir araştırma yayınladı. Araştırma, bir arada yaşamanın sınırlarına ve imkânlarına odaklanıyor ve kutuplaştığı düşünülen insanların gerçekte ortaklaştıkları değerler ile bir arada yaşama istek ve kapasitelerine dair önemli bulgular ihtiva ediyor.
Peki sosyalistten demokrat oldu mu? Ya da olmadıysa neden olmadı? Yüzde 50+1 gereken bir seçim sistemi söz konusu. Daha önce yüzde 50 oy alan iktidar partisinden kopuşlar var. İktidar partisinin çoğunluğu kaybetmesi, ancak bu kopuşlarla mümkün olabilir. Üstelik kopanlar partide etkisi olan isimler.