GÜNÜN YAZILARI

Günümüzün karanlığı (3): Tarih, mağduriyet, nasyonalizm

Ukrayna etrafındaki çember daralıyor. Doğudaki Rusya topraklarında, kuzeydeki Belarus’ta ve güneydeki (Rusya’nın 2014’te işgal ettiği) Kırım’da konuşlanan Rus birlikleri için son tahminler artık 100,000 dolayında değil, 150,000 dolayında da değil, 169 - 190,000 arası. İlginçtir; Kremlin’in bazı birliklerin artık geri çekilmeye başladığı yolundaki açıklamaları da hemen fos çıkıyor. Uydu kameraları ve hemen bütün istihbarat örgütlerinin sair bilgi kaynakları, hiçbir geri çekilme olmadığını doğruluyor.

Farioli’nin dramı ve Avcı’nın zekası

Farioli’nin makinası dişlileri yalama yapmış pancar motoru gibi, sadece kuru gürültü çıkararak çalıştı ve yüksek oranda kendi gürültüsünde boğuldu. Farioli doğru bir oyun kurgulamıştı ve bu oyundan sonuç almak mümkündü. Ama oyuncular o oyunu oynayacak beceri ve özgürlük karakterini sergilemeyince, bu oyunun panzehrini elinde tutan Avcı maçı ve oyunu alıp götürdü.

Münih’te “kaderleri belki de aynı” üç belediye başkanı

1963’den bu yana düzenlenen Münih Güvenlik Konferansı’nın bu yılki panellerden biri “Şehirlerin Rolü: Demokratik Oyun Kurucular?”dı. Panelin konuşmacıları ise Batı tarafından giderek otoriterleşen NATO ittifakı ülkeleri olarak adlandırılan Polonya, Macaristan ve Türkiye’nin en büyük şehirlerinin muhalif partilere mensup belediye başkanlarıydı. Varşova Belediye Başkanı Trzaskowski, 2020 başkanlık seçimlerinde aday oldu ve 2 puanlık farkla seçimi popülist Duda’ya karşı kaybetti. Orban’ın partisinden Budapeşte Belediyesi’ni alan Karacsony ise 2022 Macaristan Genel seçimleri için kurulan muhalefet ittifakının başbakan adaylığı için yapılan önseçiminde merkez bir adayı desteklemek için adaylıktan çekilmişti. Panelin üçüncü konuşmacısı İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’ydu. İmamoğlu, “kaderlerinin belki de aynı olduğunu” söyleyerek sözlerine başladı.

Yine mi güzeliz…

Önce Madam Despina kalktı, o muşamba örtülü masalardan. Meyhanesinin saz heyetinin çaldığı sevdiği şarkılarla toprağa verdiler. Sonra bizi her dinlediğimizde “yine güzel, yine çiçek yapan” şarkının sözlerini yazan Meral Okay gitti. Üç yıl sonra da onlar gibi biraz efevâri, bıçkın duruşu, farklı stiliyle Müzeyyen Senar ayrıldı masadan. Muşamba örtülü masalar efsanelerde kaldı.
- Advertisement -

Dejavu

İnsanların iç seslerini duymaya o anda mı başlamıştı, yoksa zaten hep duymaktaydı da, yalnızca bunun farkına mı varmıştı? Sonraları epeyi kafa yordu bu konuda. Hiçbir zaman emin olamadı. Bildiği bir şey varsa, iyileşmeye tam o anda başladığı. Başkalarının göremediği bir şeye bakıyordu gerçekten de. Kendisine. Kendisini kendisinden başka hiç kimsenin göremediğini, göremeyeceğini anlamıştı. Annesinin bile…. Kendisiyle arkadaş olmaya karar verdi. Kapısını ardına kadar açıp kendini içeri buyur etti.

En Son Çıkanlar