GÜNÜN YAZILARI

Atatürk kime oy veresiymiş!

Yerli ve milli duyarlılık olmayınca Serbestiyet’te şöyle bir haber okuyabiliyoruz: “Atatürk yaşasaydı hangi partiye oy verirdi?” Belli ki temel eğitimi zayıf bir gence vermişler işi, o da içine bilumum fotoğrafları doldurup sözde haber yapmış. Neymiş? Almanya’nın faşist diye nitelenen aşırı sağcı partisi pankartlarında “Atatürk de AfD’ye oy verirdi” diyesiymiş… Haşa! Atatürk yabancı bir faşist partiye oy verir mi? Bu nasıl bir aymazlık?

‘Owning the libs’ (Liboşlara ayar vermek)

Zamanımızın otoriter liderlerinin iktidarda kalmada ve iktidarlarını derinleştirmede yararlandıkları iki büyük kozdan biri, toplumun seçkin sınıfı tarafından küçümsendiğini, horlandığını hisseden kesimlerin ‘seçkin liberal siyaset’e karşı geliştirdiği ve kabaca son 30 yıldan beri elle tutulur hale gelen öfke… Öbürü ise aynı kitlelerin, destekledikleri liderin ‘vatan için’ girişeceği kavgalarda ortaya çıkacak insan kayıplarını (‘şehitleri’) sorun etmemesi…

Horozlanan tarihçiler!

Nasıl ki Horozu çok olan köyün sabahı geç olur, tarihçisi çok olan memleketin de gerçeği geç olur. Sabahı bildirmek amacıyla horozların horozluk yapmak üzere ötmeleri gibi “hakikati (veritas)” bildirmek amacıyla tarihçilerin de tarihçilik yapmak üzere yazmaları, konuşmaları onların en vazgeçilmez vasfıdır. Burada arzu ettiğim, okuyucularımın kimin ehil kimin horozlanan tarihçi olduğunu ayırt edebilmeleridir.

Sizin pencereniz kaç m(m)²

“Sonra pencereler bozuldu” diyorum, yazımın nağmesine, ritmine, nostaljisine güzel uyduğu için. Doğaya, havaya, insana, ‘dışa’ açılırdı pencere bir zamanlar. Eve mevsimi, sokaktaki hayatı önce o taşırdı... Manzarası kıpır kıpır olunca; dışında da, içinde de geniş pervazları olurdu eski pencerelerin. Pencere çiçeklerine, kedilere, dirseği nasırlı pencere insanlarına mahsus seyirlik pervazlar...
- Advertisement -

Bir soruya cevap (2) Eski Yunan’da ev kadınları ve profesyonel eğlendirici “hetaerae”

Arkaik Çağda Atina’dan bir gündelik hayat sahnesi. Bir su testisini (hydra) süsleyen, kırmızı zemin üzerine siyah figürlü bir resim. İÖ 530 dolaylarına tarihleniyor. Vücut hatlarını görece gizleyen, ağır, uzun ve bol giysileri içinde kadınlar, çeşmeden evlerine su taşıyor. Bu, ev dışına çıkabildikleri son derece nadir anlardan birini simgeliyor.

En Son Çıkanlar