Lenin Ne Yapmalı’da açıkça söyler bunu: “İşçi sınıfı, günlük ekonomik mücadeleleri içinde, kendiliğinden siyasi bilince ulaşamaz; siyasî bilinç dışarıdan verilir.” Tuhaf bir şey değil mi, “kendisinin” olduğu söylenen bilince, kendi kendine ulaşamaması? Fakat doğru, çünkü işçi sınıfının olan “devrimci bilinç” diye bir şey yok aslında. Dolayısıyla Lenin’in iddiası bir itiraf niteliği taşıyor. Peki, nasıl oldu bu? Fransız Devriminin yükselişi ve sonra geri çekilmesi, bir devrimseverlik kültürü doğurdu. Kamusal alanda, bir önceki devrimi kaçırdığına hayıflanan, bir sonraki devrimi ise özleyen, bekleyen, uman politize bir aydın kesimi oluştu. Marx ve Engels de böyle iki genç aydındı.
Ali Bayramoğlu’yla Bugünler: “Siyasi süreçte alış veriş, talep, arz, istediğini dile getirme, bunun karşılığını almanın pek çok yolu vardır. Bunlardan bir tanesi mücadele etmektir kimi konularda, kimi konularda da konuşarak, görüşerek bazı şeyleri çözümlemektir. Yani bugün ben Özgür Özel'in Beştepe'ye gidiyor olmasını simgesel olarak Beştepe'nin kabulü ve o politikaların benimsenmesi ya da onlara daha az ses çıkarmak olarak okunmasını doğru bulmuyorum. Bu hamleyi pozitif değerlendiriyorum.”
Yalım Eralp ile Dünya Dönüyor: ‘Tarihler uymadı, o yüzden ertelendi’ izahatı bana çok inandırıcı gelmedi. ABD’den bir dostum, Reagen’in eski danışmanı, bana şunu söyledi: “Beyaz Saray’daki adam her hareketiyle ‘Ben nasıl görünürüm, bir daha seçilebilir miyim?’ endişesi içerisinde.” ABD’de resmi ziyaretler protokol gereği bir akşam yemeği ile son bulur. Biden yönetimi muhtemelen Beyaz Saray’daki akşam yemeğini iptal etmek istediler ama Sayın Erdoğan bunu kabul etmemiş olabilir haklı olarak.
Etyen Mahçupyan: “Bence bu Erdoğan’a bir mesaj değil. Çünkü bu tür mesajlar öyle ulu orta söylenemez. Örneğin kayyum meselesinde Bahçeli’nin açıklamalarından hemen sonra Adalet Bakanı çıkıp “Gerekirse kayyum atayabiliriz” demek durumunda kalıyor. Çünkü bir yörünge saptanacak. Erdoğan AK Parti’yi yok etti. Devlet Bahçeli’ye bağımlılığı da giderek artıyor. Anayasa tartışmalarında CHP’yi de işin içine çekmeye çalışan bir Erdoğan var. Ama Bahçeli örneğin Meclis’teki resepsiyona katılmıyor ve ‘Ben bunun dışındayım, kendi yolumda yürüyorum’ diyor. Bahçeli diyor ki, “Eğer size hain dememi istemiyorsanız benim bu yolumdan sizin de gelmeniz lazım.”
İmamoğlu’nun Taksim’de 23 Nisan kutlamasında elinde Atatürk resmi olan bir bayrak tutan siyahi bir çocukla fotoğrafı, sosyal medyadaki yeni ırkçı dalganın malzemesi oldu. “Türkiye’nin ulusal yapısını değiştirmek isteyen küresel bir saldırının parçası olarak bilinçli” bir şekilde bu fotoğrafın verildiğine inanan mülteci karşıtı hesaplar, çocuğu İmamoğlu’nun yanına getirdiği görülen bir kadını da “Alman ajanı” ilan etti. 8 yaşındaki Efe Ercan’ın babası Türk, annesi Gineli. İstanbul’da doğup büyüyen Efe Ercan’ı İmamoğlu’nun yanına getiren ‘Alman ajanı’ ise babaannesi. Baba Emre Ercan: “Ben neden insanı duygularını kaybetmiş insanlara açıklama yapmak zorunda kalıyorum?”