AK Parti’nin önde gelen bakan ve yöneticilerinin seçimlere kısa bir süre kala peydahladıkları tuhaf söylemler derin bir aczin içinde olduklarının bariz bir işaretidir ve seçmen de bunu böyle değerlendiriyor.
AK Parti’ye yaptığı eleştirilerle gündeme gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eski metin yazarı ve eski AK Parti milletvekili Aydın Ünal, seçime günler kala 2018 yılında olduğu gibi yine küskün AK Parti seçmeninden Erdoğan için oy istedi: “Diyelim ki Erdoğan’a muhabbetiniz kalmadı; karşısında oluşan bloka buğzunuz da mı kalmadı?”
“Kılıçdaroğlu biraz sıkıcı olabilir ama inatçı bir tavırla uzlaşı yaratabiliyor ve büyüleyici bir alçakgönüllülüğe sahip. Eğer kazanırsa, bu Türkiye, Avrupa ve demokrasi uğruna verilen küresel mücadele için büyük bir dönüm noktası olacaktır. Erdoğan görevdeki ilk yıllarında bazı iyi politikaları hayata geçirse de aşırı gücün istikrarlı bir şekilde tek elde birikmesi, muhakemesini ve ahlaki duygusunu köreltti. Kemal Kılıçdaroğlu'nu Türkiye'nin bir sonraki cumhurbaşkanı olarak içtenlikle destekliyoruz.”
Sağ popülizm, bilhassa kaybedeceğini anlayanlar ve kaybedecek fazlaca şeyi olanlar için seçimlerde çok sık başvurulan bir alet çantası. Öyleyse, tarihi bir eşiğe bu denli yaklaşmışken, manipülasyonlar karşısında kararsız kalan ve bu seçimin farklı yaşam tarzlarının çarpıştığı bir kültürel sermaye savaşı olduğu yanılsamasına kapılan dindarların kalplerini genişletecek birkaç hatırlatma yapmayı borç biliyorum.
Anadolu Ajansı, Sözcü gazetesi yazarı Saygı Öztürk’e ‘seçim odası’nı açtı ve seçim gecesi veri akışının nasıl yapılacağı konusunda açıklamalarda bulundu. Buna göre AA, 191 bin sandığın 50 bininden kendi muhabirleri aracılığıyla veri toplayacak, kalan sandıklardan ise ismi anlaşma gereği açıklanmayan bir ‘araştırma şirketi’ üzerinden bilgi alacak. Eski CNN Türk genel müdürü, gazeteci Ferhat Boratov, ABD seçim sonuçlarını açıklayan Associated Press örneği üzerinden ‘yardımcı şirket’ formülünü eleştirdi.