Yazarlar

Ayasofya dünya kültürüdür

Türkiye’nin egemen bir devlet olduğunu kanıtlamaya ihtiyacının olduğunu düşünmüyorum. Çoğunluğu Hıristiyan olan Batı dünyasıyla (ve ayrıca Ortodoks Rusya’yla) gerilim içine girmeye ihtiyacımız yok. Ayasofya, bir mahkeme kararıyla çözümlenip geride bırakılabilecek kadar sıradan bir mesele değil. 1934’te Ayasofya’yı müze yapan irade siyasiydi.

Davutoğlu ve Kürt meselesi

“Suriye Kürtleri ile çok daha yakın ve çok daha rahat irtibat kurabilecek iken, bugün Suriye’de bize karşı Kürtlerin hamiliğinin bazı yerlerde Rusya, bazı yerlerde ise ABD tarafından üstlenilmiş olması en büyük ayıbımızdır. Bu ayıp bize yeter!”

Kimlik çatışması nasıl aşılabilir

Kimilerinin “siyasetsiz siyaset” diye kavramsallaştırdığı, sokak aktivizminden uzak duran, kimlik merkezli gündem üzerinden çatışmaktan kaçınan yeni çizgiyi ben son derece akılcı, doğru bulanlardanım. Bu da Türkiye için yeni bir gerçek ve buradaki siyasal ezberlerimizle de yüzleşmemizde fayda var.

“Kaderi en çılgın derinliklerine kadar sevmek”

Verhaeren’in etkileyici yanı, büyük idealleri uğruna hayattan ve insanlardan kaçmakla dünyayı olanca sefaleti, gürültüsü, kirliliği, modern alt-üst oluşları, trenleri, gemileri, köylüleri, hazları ve ızdıraplarıyla üstlenme arasında gidip gelen bir şairin genellikle olanın aksine ikinci yolu seçerek kaderini en çılgın derinliklerine kadar neşeyle ve cesaretle karşılamasında yatar.
- Advertisement -

Peki zincirler kırıldı mı?

Bırakın muhalifleri, zamanında bütün bu sloganları atmış, mahzun Ayasofya fotoğraflarıyla hüzünlenmiş insanların bile tek bir tweet atarken kırk kere düşündüğü, adaletsizliklerin, kayırmacılıkların çıplak gözlerle görünür hale geldiği bir ülkede yeni nesilleri zincirlerin kırıldığına ikna etmek mümkün mü?

En Son Çıkanlar