Ayasofya’ya serilecek halının rengini de Cumhurbaşkanı belirlemiş... Küçük detaylarla ilgilenme anlamına gelen mikro-yönetim, Erdoğan’ın liderlik tarzında dikkate değer bir yer tutuyor. Ortaya çıkan tablo, bütün gücün tek bir adamın elinde toplanması ile “mikro yönetim”in çok sakıncalı bir bileşimidir.
Çok değil, 7-8 yıl öncesine kadar CHP’nin ve CHP’lilerin çelişkileri dünyalara sığmayacak kadar büyüktü: Bir yandan asla değişmeyecek bir “gerici öz”e sahip çoğunluk varsayıyorlar, öbür yandan seçim kazanma hayali kuruyorlardı. Kılıçdaroğlu’yla birlikte o hayal yıkıldı, şimdi daha gerçekçisi kuruluyor.
Yenilmez sanılan çokça parti, çokça lider halkın oylarıyla tarihe karışıp gitmiştir. Geçen yıl yapılan 30 Mart yerel seçimleri, iktidar partisine ciddi bir ihtar oldu. Özellikle, tekrarlanan İstanbul seçimlerinden sonra, bu halkın, bu seçmenin “adalet”, “hakkaniyet” duygularının ne kadar güçlü olduğunu görebildik.
Taban halısı veya halıları ile fresk ve mozaikleri kapatmak için düşünülen perde aparatının, iddia edildiği gibi Ayasofya’nın karakterini değiştirmeyeceğine; eskisi gibi müze işlevi sürdürmeye devam edip insanlarda aynı etkiyi yaratacağına inanmamız, epey naif bir hal almaya başladı.
Cumhuriyeti demokrasiyle taçlandırmaktan bahseden, başörtüsü yasağında yanlış yaptık diyen Kılıçdaroğlu’na açılmayan krediler, en ufak bir özeleştiri yapmamış eskinin bu laikçi CHP’lilerine açılıyor.