Taban halısı veya halıları ile fresk ve mozaikleri kapatmak için düşünülen perde aparatının, iddia edildiği gibi Ayasofya’nın karakterini değiştirmeyeceğine; eskisi gibi müze işlevi sürdürmeye devam edip insanlarda aynı etkiyi yaratacağına inanmamız, epey naif bir hal almaya başladı.
Cumhuriyeti demokrasiyle taçlandırmaktan bahseden, başörtüsü yasağında yanlış yaptık diyen Kılıçdaroğlu’na açılmayan krediler, en ufak bir özeleştiri yapmamış eskinin bu laikçi CHP’lilerine açılıyor.
“Teldeki bir kuş gibi /gece yarısı korosundaki sarhoş gibi /özgür olmayı denedim /Bir bebek gibi, ölü doğmuş /boynuzlu bir canavar gibi /bana ulaşan herkesi parçaladım.”
15 Temmuz şerrinden bir hayır çıkarmak mümkündü. Lakin iktidar, muhalefeti bastırarak ve “istediği kararları veren tek kişilik bir hükümet” modeli kurarak, bu çok kıymetli tarihi fırsatı heba etti. Yazık oldu!
Geçtiğimiz haftanın nevrotik olaylarının başında Ak Partili Hamza Dağ’ın “gökkuşağı okumaları” geliyor. İzmir Büyükşehir Belediyesinin çocuklara dağıttığı sütlerin üstündeki gökkuşağı resimleri ile başladı, belediye binalarının sütunlarının rengarenk boyanması ile devam etti.