İşçileri ayaklandıran Demirel Hükümeti’nin 274-275 sayılı Sendikalar Kanunu’nu işçiler aleyhine değiştirmek istemesiydi. DİSK, bu kanun değişikliği aleyhinde bir kampanya başlattı.Yürüyüşün ana gövdesini işçiler oluşturuyordu. Az sayıda devrimci öğrenci ve sendikacı da yürüyüşe katılanlar arasındaydı.
İktidarın kamuoyuna sık sık pompalamaya çalıştığı mesaj ülkemizin Avrupa güvenlik mimarisinde vazgeçilmez olduğunu iddia ettiği konumunun AB ile ilişkilerde yeni kapılar açacağı yolundadır. Ülkemize AB’nin bakış açışı artık bazı sınırlı alanlarda ortak menfaatlerin bulunduğu herhangi bir üçüncü ülke şeklindedir. Ukrayna savaşında veya sona erdirilmesinde oynayabileceği rol ne yazık ki bu durumu değiştirmeyecektir. Başka türlü düşünmek safdilliğinin de ötesinde kendi kendini veya hatta kamuoyunu kandırmaya çalışmaktır.
Afyon Lisesi’nde iken tanıdığı, aşık olduğu eşi Doğan Öz’ün hukuk fakültesini tercih etmesi onu da hukukçu olmaya yönlendirmişti. Hakim olmayı seçti. Savcı eşiyle birlikte bu kez Türkiye’yi dolaştılar. Hukukun ve adaletin bu ülkede gelişip serpilebilmesi için çok çabaladılar. Adalet dağıtalım derken kendileri adaletsizliğe uğradılar. 1970’lerin şiddet ortamında Türkiye’nin askeri darbeye sürüklendiği günlerde, faşist çetelerin hedefi haline geldiler. Eşi Doğan Öz’ü 24 Mart 1978 günü Ankara’da evinin önünde pusu kurup öldürdüler. Sezen Öz, kocasını öldürenlerin cezalandırılması için bir hukuk mücadelesi başlattı Katil yakalandı.
Yakın zamanda ilginç bir kitap yayımlandı: Brian Chapman’ın Polis Devleti. Polis devleti, iktidarın “polisleştiği”, polisin ise bütünüyle siyasileştiği yer demektir. Yani, kendi yazılı olmayan yasalarına uymayan, otoritesine itaat etmeyen herkesi yasa dışı ve suçlu görme eğiliminde olan, siyasetin ve devletin tekleşerek hükümetin iktidarına indirgenmesidir. Her türlü polislik artık siyasi polisliktir. En büyük suç ise, karşı siyaseti normal görmektir.
Murat Bardakçı’nın tek parti döneminde dini yasaklarla ilgili söyledikleri tartışılıyor. Bardakçı’nın yaptığı cesurca. 1947’ye kadar Türkiye’de hacca gitmenin gayriresmi olarak yasak olduğunu 2025’de söylemenin hala atlatma haber olması bunu gösteriyor. Türkiye’den hacca gidişi fiilen yasaklayan düzenleme, 1929 Ekonomi Buhranı’na karşı çıkarılan “Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında Kanun” oldu. 1930’dan 1947’ye kadar Türkiye’den hacca kaçak olarak gidilebildi. Peki 1947 yılında ne değişti?