Yazarlar

10’uncu ayında komisyon

Kürtlerin iki temel talebi bulunuyor: Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ve ana dilde eğitim. Kimlik meselesi. Türk milliyetçi eğilimi henüz bu konuları hazmetmeye uygun değil. En azından bir kesim milliyetçiler böyle bir adımın Türkiye’yi böleceğini düşünüyor. Tabii bu arada hepimizi kaygılandıran CHP’ye yönelik baskılar. CHP’li belediyelerin baskınlarla ve tutuklamalarla işlemez hale getirilmesi bazılarının sandığının aksine süreci olumsuz etkiliyor. Komisyon’da dinlenen Barış Anneleri anadilleri olan Kürtçe konuşmak istediler. İzin verilmedi.

Mesele CHP değil!

Dün 367’i savunmak için bin dereden su getiriliyordu. Bugün de bu gayri-hukukiliğe kılıf uydurmak için olmadık gerekçeler üretiliyor. Canhıraş bir biçimde hukuksuzluğa sarılanlara küçük bir hatırlatma: Hukuksuzluğun yarın dönüp kimi vuracağı belli olmaz.

Savcılık Jennifer Lopez’i nasıl kaçırdı?

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, hafta içi yoğun CHP mesaisi sonrası kendisine eğlenceli bir hafta sonu aktivitesi buldu: Manifest grubuna dava açmak…

Barış süreci bozulmaz, bozulamaz

Yara bere içindeki demokrasisi, diken üstünde duran ekonomisi ve sadece Suriye’de oyun kurucu kalmış haliyle iktidarı sürdüren mevcut yönetim, görünürde ağır aksak ilerleyen ama perde arkasında çetin müzakerelerle devam eden bu barış sürecini bozmaz ve bozamaz.
- Advertisement -

“Film icabı” değil…

Tam 27 yıl önce 6 Eylül’de ölen Japon yönetmen Kurosawa’nın 75 yıl önceki filmleri bugünün her kötülüğü, rezaleti sıradanlaştıran dünyasında yine güncel. Mesela “Rashomon”u yalanın bir idare, idame enstrümanına dönüştüğü bir dönemde izlemek daha da sarsıcı. Aklına savaşı, nükleeri dâhil soykırımı getiren “Ağustos’ta Rapsodi” desen gözlerimin önünde Filistin. Ölenler, savaşın bedelini ömrünce taşıyacak yaralılar, bir yudum suya, bir lokmaya hasret giden çocuklar, kadınlar, yaşlılar… Film gibi ama “film icabı” değil.

En Son Çıkanlar