Yazarlar

Ferdi gibi sevenler, sevip sevilmeyenler

Ferdi Tayfur, 1993 yılında Gülhane Parkı konserine davet edildiğinde yaklaşık 8-10 yıldır sahneye çıkmıyordu. Sirkeci'ye geldiğinde Gülhane'den Sirkeci'ye doğru gelen bir kalabalık gördü. Konserinin boş olduğunu sanıyordu. O kalabalık, içeri giremeyip geri dönenlerdi. Kendi konserine ambulansla girebildi. 200 bin kişinin en fazla katılım gösterdiği şarkı “Benim gibi sevenler, sevip sevilmeyenler” şarkısıydı. Zaten Ferdi Tayfur’u Ferdi Tayfur yapan asıl bu şarkıydı. Ülkedeki bütün sevip sevilmeyenler kendini bu şarkıda buluyordu. Nasıl unutuldum diye düşünürken Gülhane Parkı konserine 200 bin kişi katılmışsa, ölümüyle milyonlarca Ferdi Tayfur hayranı kendini gösterdi.

El uzatan Bahçeli, duvar ören muhalefet mi olacak?

Seçim kazanmak dışında her gelişmenin altında “bit yeniği” arayarak atılan adımları değersizleştirdiğini zanneden bir bakışın esas zaafı, tam da odaklandıkları seçimleri kazanmada olabilir. Kürtler için bu tarihi ve esas meseleleri dert etmeyen bir siyasal pozisyonlanma neden cazip olsun? İktidar yerine muhalefetle hareket etmelerini zorunlu kılan motivasyon ne olacak?

Anadolu romantizmi ve aydınımızın çaresiz halleri

Anadolu, dışarıdan bakıldığında, apolitik bir meydan yeri gibidir; sadece çalışmaktan ve geçim endişesiyle yaşanan bir tabiat mücadelesinden ibarettir. Hayata bağlayan şey, küçük menfaatlerdir. Toplumsal ve siyasal olaylar, kimsenin içinde yer almadığı uzak birer tabiat hadisesi gibi görülmektedir. Siyasal otoriteyle tabiat hadiseleri arasında neredeyse bir fark yoktur. Güneşe nasıl ki karşı çıkılamazsa otoriteye de öylece karşı çıkmamak ve tam bir itaatle işine bakmak gündelik bir rutindir. Oysa, gerçek sahiden bu basitlikte midir? Yakup Kadri’nin Ergenekon’u halkımızı gerçekten tanımak isteyenler için vazgeçilmez bir kaynak.

“Sevgili günler” resmigeçidi

Çocukluğumda her şey “resmen” kutlanıyordu galiba. Milli bayramlar zaten resmigeçitle, tankla, topla, akşama nispeten “sivil”i bile resmi törenle, adı üstünde “Fener Alayı”yla... O yıllarda henüz icat edilmeyen “Sevgililer Günü” bir yana, yıldönümleri de Resmi Evlilik Cüzdanı’yla resmen. Öyle ki annemle babamın alyansı bile “hususi” değil “resmi”. 27 Mayıs’ta TSK’ya bağışlamışlar, yerine üzerinde evlendikleri gün değil “27.5.1960” yazılı “teneke”den “devrim yüzüğü”nü takmışlar.
- Advertisement -

İki Ferdi Tayfur arasında…

İlk Ferdi Tayfur İstanbullu, Batılı, modern elitlerin bir parçasıydı, komedi filmlerine yaptığı sesiyle şöhreti yakalamıştı. İkinci Ferdi Tayfur, Adanalı ve yoksuldu. Şehre sonradan gelenlerin, kahırlı aşkların sesi olarak şöhreti yakalamıştı. İlk Ferdi Tayfur elit kültürünün, ikinci Ferdi Tayfur halk kültürünün yıldızı oldular. İkisi de kültürdü, sanattı ve değerliydi. Bu basit gerçeği kabul etmek yıllar aldı.

En Son Çıkanlar