Yazarlar

Kürdistan İşçi Partisi: Alternatif bir tarih-1

PKK, 12 Eylül’ün sonucu değil en ciddi sebebiydi, cuntacılar bunu defalarca açıkladılar. Bizzat Kenan Evren kendilerini asıl endişelendirenin sol değil doğudaki bölücü faaliyetler olduğunu, darbe kararını doğuya yaptığı ziyaretin ardından Hilvan ve Siverek arasında tanık olduklarından sonra kesinleştirdiklerini defalarca söyledi ama Türkiye’de Sovyet destekli bir sol devrimin önüne geçmek için darbenin Amerikalılarca teşvik edildiği (Our boys have done it) palavrasına çoğunluk inandırıldı.

Helâl ABD…

2020’de ABD Başkanı Trump görevinin son döneminde Suriye’den çekileceklerini açıklamış, bunun üzerine büyük bir tedirginlik yaşayan Suriye Kürtleri ABD’den bunu yapmamasını istemişti. Bu istek o günlerde iktidar çevreleri ve iktidar basını tarafından istihza yüklü yorumlarla karşılanmıştı: E, hani PYD ve YPG solcuydu? Solculuk her şeyden önce anti-Amerikan, anti-emperyalist olmayı gerektirmez miydi? Şimdi, beş yıl sonra Suriye sahnesinde yine aynı tablo var ve iktidar basını yine istihza yüklü yorumlarla dolu. Bunları, her koşulda anti-Amerikan kalmış birileri söyleseydi en azından tutarlı olduklarını teslim edebilirdik. Fakat biliyoruz ki öyle değil.

Unutmak, hatırlamak, anlatmak ( II ) : Estetik bir rejim olarak unutma

Bu yüzden hatırlamak, burada da tam anlamıyla masum değildir. Estetik seçim, bir yüzleşme imkânı sunduğu kadar, yüzleşemeyeceğimiz alanlar da yaratır. Bir roman bize geçmişi hatırlatabilir; ama aynı zamanda başka bir geçmişin üzerini örtebilir. Bir film gözlerimizi bir sahneye sabitleyebilir, ama başka bir şeyi asla göremeyecek hale de getirebilir. O yüzden estetik, yalnızca bir taşıyıcı değil — aynı zamanda bir unutuş mimarisidir. Ve belki de bu yüzden, anlatının içindeki suskunluklar en çok dikkatimizi çekmeli.

Neden barıştan endişe duyuyorlar?

Bölünme korkusu son on yılın kutuplaştırılmış ortamında geniş bir alıcı kitlesi bulmuştur. Eğer süreç doğru yönetilmez ve barışın inşası için gerekli olan sahici bir dil kullanılmazsa, bu örtülü karşıtların yaymak istediği korku ve endişe somut hale gelir ve süreç zarar görür. Tarihsel bir kazanımı hepimize tattıracak böylesine değerli bir süreci kaybetmemek için bir an evvel toplumsallaştırılmasını sağlamalıyız. Yoksa öğretilmiş çaresizlik yeniden öğretilmiş bir öfkeye dönüşebilir.
- Advertisement -

Herkesin iki ruhu vardır

Her insanın iki ruhu vardır. Doğumla edindiğimiz ruhumuzun yanı sıra atalardan kalan ikinci ruh, kişisel olmayan ruhumuzdur. Sayısız kere aktarılmış, ruhsal genetiğimizdir. Hiçbir bebek hayata sıfırdan başlamaz. Tam aksine, tamamlanmış bir ruh ve beyinle dünyaya gelir. Yaşam sadece bunun açığa çıkması ve kendini bulması için geçirilen süreden ibarettir. Jung’a göre kişisel psişemiz ile bu kişisel olmayan psişemiz genellikle birbiriyle çelişir ve çatışır.

En Son Çıkanlar