Yazarlar

Voltaire ve Mill’den özgürlük dersleri (2008’den 2016’ya)

Bazı ilkelerin zamanı hiç geçmez, mücadelesi hiç bitmez. Bugün 1128 öğretim elemanının aykırı (ve benim de tamamen karşı olduğum) bir bildiri yüzünden devlet ve YÖK eliyle maruz bırakıldıklarına benzer şeyleri, ben de 2000 ve sonra 2005 yıllarında Ermeni soykırımına ilişkin görüşlerim nedeniyle yaşamıştım. Benim de aleyhimde epey bir cadı kazanı kaynatılmış ve gergin aylar yaşamam gerekmişti. Üniversitemin yüzde yüz akademik özgürlüğün yanında yer alması sayesinde ve keza AK Parti liderliğinin demokratik bir tavır alıp özgür düşünceye destek vermesinin de etkisiyle, nihayet aşılabilmişti o karabasan. Fakat üstüne bir de 2007 başında Hrant öldürülmüş ve ben neredeyse bir buçuk yıl Amerika’da yarı-sürgün kalmıştım.

Makbul fikirlerin özgürlüğü

Devlet eliyle gerçekleştirilen bu cadı avının mazur görülebilecek hiçbir tarafı yoktur. Ne Cumhurbaşkanı’nın açıklaması, ne de ardından devlet organlarının yaptıkları kabul edilebilir. Bunun karşısında durmak ve yanlışlığını net bir şekilde ortaya koymak gerekir.

“Ortak aklı” aramak

Bildiriyi yayınlayanların hakkında hukuki soruşturma açılmasını, üniversiteden atılmaları için kampanyalar başlatılmasını, kabul etmek mümkün değil. Sonuç olarak, “siyasi bir tavır alış” sözkonusu. Bu noktada gösterilebilecek karşılık, “öyle düşünmeyenlerin de fikirlerini söylemeleri”dir… “Siyaseten karşı duruş”larını ortaya koymalarıdır...

O eski aydınları özlerken…

Bugün, 10 yıl önceki o bildiriye imza atmış aydınların pek çoğunun altına imza attıkları ‘barış’ bildirisinde PKK’nın adı bile geçemiyor. Geçse AKP’ye karşı müttefikleri olan PKK’nın kırılacağından, güceneceğinden korkuyorlar.
- Advertisement -

Context and interpretation in press coverage of Turkey (2)

Recent polls suggest that popular support for the HDP has withered, and some prominent Turkish political commentators, who threw in their cause with the HDP for the past year in a short-term, last-ditch effort to defeat the AKP, have begun to hop off of the bandwagon. Little by little, the realization that the PKK’s leadership in the Qandil Mountains never intended to make peace, and that the current violence was the PKK’s choice, is seeping into even the most anti-AKP circles. Eventually even the NYT will have to accept this assessment.

En Son Çıkanlar