DAEŞ’in canlı bomba saldırıları karşısında yeri göğü inleten bu aydınlar, PKK’nın bomba yüklü arabalarla saldırmasında, çocuk kadın ayrımı yapmadan insanları katletmesinde bir sorun görmüyor. DAEŞ’in Paris’te gerçekleştirdiği katliam için yas tutarken, PKK’nın Güneydoğu’daki vahşeti karşısında sessizliğe bürünüyorlar.
Erdoğan ve Türkiye, uluslararası ana akım medyada sanki Esat’a karşı politika izleyen tek siyasetçi ve ülke gibi gösteriliyorsa da, Borel ’in yazısında altını çizdiği hususlar doğruysa, ABD’nin başını çektiği uluslararası koalisyonun politikasının temel hedefi de aynı görünüyor. Dolayısıyla sadece Türkiye ve Fransa’nın Esat rejiminden yana politika izlemesi uluslararası koalisyon var oldukça durumu değiştirmez, Daesh yine öne sürülen koşullarda ortaya çıkmış olurdu.
İlginç ki en çok barıştan hakkaniyetli davranmak lazım gelir diyenlerden yedik tekmeyi. Futbolu yöneten lordlar çaktırmadan futbolun aşiline tendonuna girmişler de haberimiz yokmuş.
Subaşı, Anadolu’da görev aldığı yerlerde ahlak fazilet ve bilgelikleriyle öne çıkan kişileri anlatıyor, bakkal, eczacı, mühendis, öğretmen, filozof, kahveci, dağcı nice güzel insan.
Arka plânda sürüp giden ırkçılık ve kökleşmiş Yahudi nefreti polislerin yaptığı işin taburun ve Nazi Almanyası’nın ilkelerine tam olarak uyumlu hale gelmesini kolaylaştırmıştır.