“HDP yokken güzel güzel geçiniyorduk, tek başımıza iktidardık, her şey ne güzeldi; sonra birden ortaya çıkıp huzurumuzu bozuverdiler. Şimdi olması gereken şey, geldikleri yere geri dönmeleri. Barajın/bilincin altına…”
Yunanistan'ın Midilli adasındaki Suriyeli mültecilerin arasında tekerlekli sandalyesiyle ölüm kalım yolculuğuna çıkmış gencecik bir kız olan Rojin’in hikayesini Türkiyeli okurlara ilk kez 3 Eylül tarihlinde Serbestiyet’te duyurmuştuk.
Merkez yerine kenardaydı ortaları takip edeceği yerde değil bizatihi ortanın yapılacağı yerdeydi takımın yıldızı tribünlerin sevgilisiydi. Plase değil trivelaydı. Ve fakat ama...
Ne PKK’dan, ne HDP’den bu kadar korkunç kan dökülmesini açıklayacak tek gerçekçi bir neden duymuş değiliz. Kürtler tam da bu nedenle olsa gerek PKK’nın başlattığı isyana katılmadı.
AK Parti’nin son zamanlarda 13 yılın yıpranmışlıkları, elinde ve elinde olmayan nedenlerle ortaya çıkan problemler, kötü yönetilen krizler, iç hesaplaşmalar, ehliyet ilkesine aykırı halleri bile bu tercihin seçmen için rasyonel bir tercih olmasını değiştirmiyor.