Kentleşmeyi, orta sınıflaşmayı, kültürel melezleşmeyi ve reformcu niteliğini düşündüğümüzde AKP’nin potansiyelinin yüzde 55’e vardığını görebiliyor ve nitekim ölçebiliyoruz. Bunun 8 puanı Kürtlerden geliyor ama son seçimle birlikte 3’e indiği anlaşılıyor.
Gezi Olayları sırasında Erdoğan, aldığı oya atıf yaparak “% 50’yi içeride zor tutuyoruz” demişti. O vakit, haklı olarak eleştirilmişti. Ancak Erdoğan’ı eleştirenlerin önemli bir bölümü, Kılıçdaroğlu’nun % 60’lık Blok ifadesinde herhangi bir sorun bulmadılar.
Güzellik, gençlik, zenginlik ve tüketiciliği kutsuyoruz. Hayatlarımızı uzatacak ve ölümü geciktirecek ne varsa rağbet gösteriyoruz. Gençliğin ve cinsel cazibenin bilgelik ve olgunluğa galip gelmesi, yaşlılarımızın giderek daha fazla bakım evlerine terk edilmesine yol açıyor.
Kendilerine uygar diyen şimdiki zaman barbarları Ortadoğu’daki bütün birikimi yok ediyor, yağmalıyor ya da IŞİD eliyle kendilerine satılmasına zemin hazırlıyor. Suriye’de doğrudan ruhumuza kastedilmesinin örneklerinden biri, dünyanın incisi Halep’teki Emevi camisinin minaresi yıkılana kadar rejim askerleri tarafından ateşe tabi tutulması.
Türkiye İkinci Dünya Savaşının dışında kalmayı başardı ama şimdiki Ortadoğu Savaşının dışında kalmayı hiç tahmin etmiyorum ki başarabilsin. Olsa olsa, hangi amaçla, ne uğurda, kime karşı ve kiminle birlikte türünden ayırımlar yapılabilir. Enver Paşa tarzı maceracılıklar, “bir koy üç al” bezirgânlıkları, ya da Musul petrollerini kapıverme hırsı reddedilebilir. Dar mezhepsel (Şiilere karşı Sünniler gibi) cephelere katılmamaya; bu arada Kürtleri asla düşman almamaya özen gösterilebilir. Öte yandan, daha evrensel ve kapsayıcı bazı dâvâ ve cephelere katılmak kaçınılmaz olacaktır.