"Kürt sorunu bitmiştir" gibi milliyetçiliğe prim veren açıklamalara, tepki gösterebilirsiniz. Gerçekten de bizim de bu konularda eleştirilerimiz oldu. Ancak insaf edelim "Türkiye IŞİD'i destekliyor, Türkiye terörü destekliyor" şeklindeki ifadeler ölçüsüz, gerçeklere dayanmayan bir propogandadır.
AKP’den kurtulalımcı bakışın demokratik bir alternatif bulamadığı hallerde en olmadık yollara yönelebildiğini, kabul edilemeyecek ittifaklara girebildiğini gösteren çok öğretici bir dönemden geçtik. Bu iki tutum arasındaki fark, bize, aramızda örülen duvarın sertliğini ve niteliğini anlatıyor.
"Şeyler"le olan hastalıklı durumuzun tanısı çoktan konmuş. Obsessive Compulsive adlı vakfın yaptığı bir araştırmada, yaklaşık 1.4 milyon Amerikalının daha sonra lazım olabilir endişesiyle hiçbir eşyasını atamadığı belirtiliyor ve bu kişilerin "compulsive disorder syndrome" hastalığına yakalandığı ifade ediliyor.
IŞİD, HDP ve PKK'yı beslemek, palazlandırmak için kullanılıyor. Örgütü güçlendirmek için daha önce de "PKK-Hizbullah savaşı"nı icat ettiler. IŞİD'i kullanarak Türkiye'nin son 13 yılda yakaladığı istikrarı dinamitlemeye çalışıyorlar.
Kürt hareketi neden kendilerine Türkiye tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir şekilde barış eli uzatan bir lidere, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a “terörist” deme densizliğine, bu çirkinliğe başvuruyor? Masum insanların kanı üzerinden bu siyaset neyi hedefliyor?