HDP’nin seçimden hemen sonra AKP’ye ne içeriden ne de dışarıdan hiçbir destek vermeyeceğini duyurması yanlıştı. HDP’nin bununla Erdoğan karşıtı müttefiklerinin içini rahatlatmak istediği aşikar. Ama HDP’nin siyasetteki varlık nedeni, herhalde kafasını AKP ve Erdoğan ile bozanların gönlünü soğutmak olmasa gerek.
Bugünlerde başka bir gelişme de en az Kürtçe karne alan çocuklarınki kadar önemli. Cumhuriyet tarihinde ilk kez Kürtler, kendi yarattıkları ve son seçimde Kürtlerin dışında da oy aldıkları HDP ile hükümet ortağı olma fırsatı/imkanı yakaladılar.
AK Parti seçim kampanyasında veya öncesinde çeşitli hatalar işlemiş olabilir. Ama Kürt oylarındaki düşüş AK Parti’nin Kobani politikası veya çözüm sürecinde yaptığı hatalardan değil, Kürt nüfus üzerindeki baskı ve terör ortamından kaynaklanmaktadır.
Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığının mevcut ve makul sınırlarının içine çekilip “her şeyi ben bilirim” tavrıyla hükümete ve eski partisine ikide bir müdahale etmekten vaz geçmesi de istenebilir. Ben istiyorum şahsen.
AKP ‘ustalık’ dönemi ile birlikte her şeyi ve bu arada kendi içindeki farklılıkların kişilikleşme arayışını da siyasetin içine hapsetti. Parti siyasi kavganın içine gömüldükçe sosyalle olan bağını elden kaçırdı.