Bu yazıyla birlikte Ermenilerin topyekun imhasıyla ve bu topraklardaki köklerinin kurutulmasıyla sonuçlanan ‘Ermeni meselesi’ni geç dönem 19. yüzyıl ve erken dönem 20. yüzyıl Osmanlı tarihi bağlamında ele almaya ve analiz etmeye çalışacağım.
Türkiye’deki İslami kesimin değişim macerasının özünde kendine has bir sekülerleşme yatıyor. İnsanlar dindarlıklarını korumakla birlikte onu kişiselleştirdiler. Böylece İslami cemaat içinde farklı dindarlıklar yan yana yaşama imkanı buldu.
İstanbul’un ortasında Özgür Gündem bombalanınca, üçüncü sayfa haberi olarak vermiş merkez gazeteler, Mersin ve Adana’da HDP’ye yönelik bombalamalar hakkında failin AKP olduğunu ilk dakikada, paslı komplo teorileriyle bu yüzden ilan ediverdiler.
Demirtaş, "mesajı aldık, seni başkan yaptırmayacağız" derken, bombalı provokasyonun amacını da açıkça ele veriyor; parti tabanını, bombalı saldırının talimatını vermiş gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın üzerine salıyor.
Bana sorarsanız “Türkiye Tipi Sol” muhalefetin en ironik vehimi kendisini “demokrat” saymasıdır. Doğrudan Erdoğan’a ve AKP iktidarına yönelttiği sert karşıtlığın merkezine “otoriterlik” eleştirisini yerleştirmesinin kendisini demokrat yapmaya yeteceğini zannetmesidir.