Türkiye’deki faiz tartışması beklentileri belirsiz hale getirdi ve istikrar tablosunu bozdu. Belki yaklaşan seçimler, belki de büyük projelerin ihale sahiplerinin ihtiyaçları nedeniyle siyasi bir çıkış yapılmış olabilir.
20-30 yıldır, "Türkiye İran oldu, olacak," diyen 'endişeli'lerin çevrelediği bir atmosferde yaşıyoruz. AK Parti iktidarıyla birlikte, bu 'endişe refleksi'nin, daha da 'rutin'leştiği söylenebilir... Aslında İran bizim için uzun zamandır bir kutuplaşma konusu. Hem hayranlık, hem rahatsızlık duyulan bir yer.
Prof. Ekşi’nin “İrticaya” karşı mücadelesi burada da bitmedi. Gençlerde dini saplantıların arttığına ilk o dikkat çekti, İmam Hatip okullarında okutulan kitapların rejime aykırılığını o tespit etti, kadınlara şeriatçılarla mücadele yöntemleriyle ilgili konferanslar verdi.
Enver Hoca yönetimi, insanın aklına hayaline gelmeyecek baskıların uygulandığı bir dönem oldu. Binlerce muhalifini öldürdü, eski rejimin unsurları olarak gördüğü toprak sahiplerini ve orta sınıf mensuplarını çalışma kamplarına gönderdi.
HDP'yi böyle sorunlu bir ilişki biçimine seçim barajını aşma hevesinin sürüklediği iddia ediliyor. Oysa seçim barajı tam da bu ilişki ve ittifak yüzünden problem haline geldi. CHP ile yakın bir görüntü bile HDP'ye zarar vermişken gayrimeşru bir niteliğe sahip olan paralel yapının katkısı ne kadar olabilir?