Yazarlar

Sıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış

Topluma, terörün bittiğine dair somut mesajlar vermek amacıyla hayata geçirilecek silah bırakma görüntüleri, çözüm komisyonlarının oluşması ve ardından getirilecek hukuksal düzenlemelerle birlikte, Temmuz ayından itibaren her ay faizlerin düşmesi gibi adımlar da eklenince, iktidar 2025 Aralık ayı ile 2026 Nisan ayı arasında bir erken seçime hazırlanıyor gibi görünüyor. En önemli rakibi Ekrem İmamoğlu’nun aday olma şansının ortadan kalkması da bu ihtimali daha da güçlendiriyor.

Ege Ada ve Adacıkları

Her ne kadar , 2004 yılında Türkiye ile Avrupa Birliği Türkiye’nin üyelik müzakereleri için Yunanistan ile sorunların ikili müzakereler ile halledilememesi halinde tarafların Adalet Divanına gitmeleri yolunda karar almış olmasına karşın bu gerçekleşmedi. 2004 yılından beri Türk ve Yunan tarafları arasında yapılan ve gizli tutulan “istikşafi” denilen müzakerelerden de şimdiye kadar bir sonuç alınamamış görülüyor.

Tık Tık Cumhuriyeti’nde hürriyet kahramanlığı bedava

Talat Paşa, Kürt düşmanlığı, göçmen nefreti, iktidar karşıtlığı, depreşen tehcir aşkı… Her şeyin birbirine karıştığı, kesiştiği bu kafası karışık millet, YouTube’da ferahlık arıyor. Cumhuriyetin en rijit dönemlerinde bile kimsenin aklına gelmemiş İttihatçı övgüleri, vatan ve hürriyet şehitleri payeleri havada uçuşuyor. 110 yıl önce hiçbirimiz yoktuk, neydi bu hadise, kimdi bu adamlar, arkalarından o günlerde ne yazıldı diye merakı celbolunan birkaç akıl sahibi kalmışsa aramızda, Refik Halit’in şiiri o günlerde İttihatçılara karşı Osmanlıların hislerini öğrenmek için kafi.

Bir kişilik sorunumuz olabilir mi?

Jung’un Türkçe’deki kitaplarına yakın zamanda bir yenisi eklendi: Seçme Yazılar. Jung, pek çok açıdan önemli elbette ve bunlardan biri de insan ruhunun, toplumsal alanda yaşanan bütün kopuşlara, çalkantılara ve kırılmalara rağmen tarihsel bir devamlılığa sahip olduğu fikri. Ortak bir kolektif bilinç dışına sahip olabileceğimiz düşüncesi…
- Advertisement -

Daha az vatandaş, daha çok düşman

Düşman Ceza Hukuku” kavramı devletin uysal çocuğu olmayanları “vatandaş” olarak değil, yok edilmesi gereken birer “düşman” olarak görür. Cezalandırma için fiil aranmaz; tehlike algısı yaratan bir saik fazlasıyla yeterlidir. Ancak bu bir yere kadar sürer. Zira iktidarların memnuniyet dereceleri sınır tanımayınca hedef kitle de büyümeye başlar. Hedef kitle büyüyünce doğal olarak iktidar da aynı oranda küçülme yaşar. Bazı iktidarlar ise bu kavramla sadece günü kurtarmayı hedefler. Ama gün gelir, gün de biter!

En Son Çıkanlar