Yazarlar

Fıskiyenin altında izdivaç

Dönem efsanesi Müctebâ Bey’in Gençlik Parkı’ndaki nikâh töreninde yaptığı konuşma, “Evlilik Hitâbesi” kalibresinde geçiyor tarihe. Lâkin evliliğin ataerkil şablonlarını hafifçe yuvarlayan “modernleşme törpüsü” keskin değil. Kadını “evin reisi”nin dizinin dibine, “muavin” taburesine, olmadı “yeminli müşavirliğe” zarifçe oturtan otoritesi, onun “büyüleyici” sesi, teatral diksiyonuyla kulağa hoş geliyor.

Devletle Erdoğan’ın simbiyotik ilişkisi / 15 Temmuz’u izleyen Misâk-ı Millî vurguları ve sonrasında olanlar

Erdoğan’ın 15 Temmuz’dan hemen sonra yapmaya başladığı Misâk-ı Millî temalı konuşmalar, içeride izlemeye karar verdiği ve artık sonuçlarını net bir biçimde idrak ettiğimiz politikalarını devlet içinden destekleyeceğini umduğu en katı kesimlere bir ittifak çağrısıydı. Sonrasında olanlar bunu doğruladı: MHP ile ittifak; Kürt sorununu “terör sorunu” olarak tarif etmek ve ona uygun hareket etmek, Kürt siyasi hareketini meşruiyet sınırlarının dışına çıkarmaya gayret etmek; sınır ötesi harekâtlar; bu harekâtlara karşı çıkan yüksek rütbeli askerlerin tasfiyesi; Batı’dan uzaklaşmak, Rusya ve Çin’e yaklaşmak…

Yeni Platonik oligarşi: Konuşma hakkı olanlar ve olmayanlar

“Sen karışma, işine bak.” İyi ama nedir ki siyaset? Özel bir uzmanlık alanı mıdır? Bir profesyonellik midir? Politikacı olmayanlar da her konuda görüşlerini söyleyemezler mi? Yönetmek sadece bu iş için özel olarak yetiştirilmiş “en iyi”lerin hakkı mıdır?

Maraş katliamının yasını tutuyoruz!

Türkiye toplumunun ana fay hatlarından olan Alevi / Sünni fay hattını önemsizleştirmenin ve sonuçta şeffaf, hesap verebilir bir siyasetin temin edilebilmesinin en önemli adımı belki de Maraş Katliamı gibi bir katliama maruz kalmış Alevi halkının yasını birlikte tutabilmemiz; bu olayları durduramadığımız ve aradan 43 yıl geçmesine rağmen bu konuda bir duygudaşlık yaratamadığımız için mahcubiyet duymamız olabilir.
- Advertisement -

“Mesele ekonomi değil, aptal!”

Bütün yatırımını dolara yapan muhalefetin “Ey dolar bizim adımıza muhalefet yap” konforu, eski Merkez Bankası başekonomisti Ali Hakan Kara’nın bile kısa vadedeki sonuçları açısından zekice olduğunu teslim ettiği maliyeti geleceğe ertelenmiş bir hamleyle bitti. Bu hamleyle ekonominin düzelmeyeceği, hayat pahalığının, yoksullaşmanın süreceği açık. Ama iktidar seçim yaklaşırken, ekonomi kötü gitse de işlerin düzelebileceği algısını oluşturmayı başardı, kafası karışmış AK Partili seçmende “çözerse bu işi yine Reis çözer” inancı kuvvetlendirdi.

En Son Çıkanlar