Serbest TV’de haftalık olarak yayımlanan Yalım Eralp ile Dünya Dönüyor programında bu hafta: “Hükümetin tezkeredeki yabancı askerlere dair açıklaması ikna edici değil”, “Türkiye’nin en önemli sorunu, komşuları ile olan ilişkilerini bizzat bozan ülke olması”, “Yunanistan’da konuşlanan ABD güçleri Türkiye’nin Yunanistan’a karşı caydırıcılık vasfını zayıflatıyor”, “Türkiye, Rusya ile Amerika arasında sıkışmış gibi gözüküyor.”
Vefatından 83 yıl sonra bile bugün Atatürk, Türkiye’de hala modern hayatın, modernleşmenin sembolü ve koruyucusu. Bu da onun ideolojisinin ölümsüzlüğünün değil, hala herkesin kendini güvende ve özgür hissedebileceği ortak ve kalıcı bir modern demokrasi ve hukuk referansı inşa edemediğimizin ispatı. Bu Atatürk’ün başarısından çok hepimizin ortak başarısızlığı.
Serbest TV’de yayımlanan Ali Bayramoğlu’yla Bugünler programında bu hafta: “Bugün Kürt hareketine dikkatle bakıldığında, şiddete meyilli geleneksel anlayış ile silah yerine siyasetin taşıyıcı olmasını arzu ve iddia eden bir arayış ve anlayış arasındaki mesafenin her geçen gün açıldığı görülür.”
Benim hayatımda en değerli insanlar şöyle sıralanıyor: taksici, apartman görevlisi, ailem, arkadaşlarım. Taksici dışındaki diğer herkes fikirlerime eleştirel, alaycı yaklaşırken bugüne kadar bindiğim hiçbir takside ötekileştirilmedim, yadırganmadım, yargılanmadım. Ne zaman bir şey anlatsam "haklısın ağbi" dediler.
Gazeteci arkadaşım Ömer Nihat Altıntaş sadece aşı karşıtı değildi, hastaneye gidip tedavi olmayı da reddetti. Yaklaşık 15 gün önce yakalanmıştı Covid’e. Yakınlarının, dostlarının yardım taleplerini reddettiği gibi, ‘hastaneye git’ telkinlerini de karşılıksız bıraktı, evinde kendini karantinaya aldı. En son geçtiğimiz cumartesi günü onu arayan bir arkadaşının ‘hastaneye git’ telkinine “kendimi daha kötü hissedersem giderim” diye cevap verdi. Ve pazartesi günü yalnız yaşadığı evinden çıkarken kapıda yığılıp kaldı.