Yazarlar

Devletin ‘dördüncü kuvveti’ medya

Bugün 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü… Çoğu gazetecinin çalışamadığı, birçoğunun da çalıştığı halde kazanamadığı bir ülke için ne manasız bir gün. Bunların üstüne bir de iktidarın boğucu baskısını ekleyin… Yine de hiçbir şey bizi kendi mesleğimize eleştirel bir gözle bakmaktan alıkoymamalıdır. Mesela “gazetecilerin ifade özgürlüğü sorunu sadece devletle ilişkili bir sorun değildir” demekten…

Dersim Defterleri (2)

“Cenabı Hakk’ın şahitliğinde size bu anlattıklarımı hatırlayın! Beni de uğurlamaya geldiğinizde Ariman yamaçlarındaki meşelikte kollarımda kaybettiğim, on dört süngü yarası taşıyan on dört aylık kardeşim Ali Haydar’ı hatırlayın. Beni ömrümce taşıdığım o yaralarla gömün!”

Küskün

Ben çocukken hiç gülmezmişim. Gerçi sonra da çok güldüğüm söylenemez ama neyse, insan öğreniyor gülümsemeyi. Halam rahmetli, kızım, derdi, zıplayan pempe ponpon tavşanları düşün, ikide bir düşen Laurel’le Hardy’i düşün, o da olmadı Cevat Kurtuluş’u Vahi Öz’ü düşün. Düşünürdüm ama komik gelmezdi bana.

Nerede?

Birdenbire ortadan kaybolan siyasîlere rastlanıyor dünya tarihinde. Hepsi gizem dolu hikayeler. Çoğu bir daha hiç geri dönmüyor. Öldükleri var sayılıyor. Komplocular, belki de haklı olmaya en yakın oldukları bu tip kaybolma vakalarında yazıyor da yazıyor. İstihbarat teşkilatları, gizli aşklar, yolsuzluklar, kendini feda etmeler...
- Advertisement -

Abbas Sayar’ın Yozgat’ı

Abbas Sayar’ın son derece önemli eseri Yılkı Atı’nı ilk okuduğumda, baş karakteri bir at olan bu küçük, özlü hikâyenin nasıl bu kadar canlı ve gerçeklik hissiyle bir hayvanın gözünden anlatılabileceğini çok düşünmüş ve cevabını bulamamıştım. Şimdilerde Yozgat Var Yozgatlı Yok’u okuyunca anladım bunu.

En Son Çıkanlar