Eros’un ok harcamasına bile gerek kalmaz Slow Dans’ta. Bir de solcuysan Kozmonot Gagarin misali kollarını açar uçarsın valla, o havası uzay kabinde. Mevzu karışınca Titan Kronos’un kanatlarını kestiği garibim Eros da “Beni gençken görecektin” bakışıyla iç çeker -uçarak dans eden- sana.
Şimdilerde patates nasıl iktidarsa Kuzey Kore’de, bir zamanlar mercimek de öyleydi bizim ülkemizde. 12 Eylül’ün generalleri, ete güç yetiremeyen halka “mercimek etten daha değerli” propagandasına girişmişti.
Bugün, 60 yıl önce verilmiş sözlere, anayasanın açık hükmüne rağmen AİHM’in kararını tanımamak milli haysiyetimizi sarsıyor ve itibarımızı düşürüyor. Bırakın, AİHM’in Türkiye hikâyesinde de görülebileceği gibi dengelerin hızla değiştiği bir ülkede, o kapı açık kalsın.
Kardeş katli gibi bir zulme dahi meşruiyet aramaya çalışan bir zihin, sizce başka hangi zulme kapı aralamaz? Böyle bir zihniyet dünyasının, ‘hikmet-i hükûmet’le sevk edilemeyeceği herhangi bir yol ve yön var mıdır? Beka, nizam, selamet, emniyet söylemleriyle meşru görmeyip tavır koyacağı bir adaletsizlik mevcut mudur?
Gönül ister ki toplum, öncelikli olarak demokrasiyi, insan haklarını, özgürlükleri dert edinsin. İktidarları bu açıdan sigaya çeksin… Araştırmalar tayin edici olanın tencere olduğuna işaret ediyor. Ekonominin bu sinyalleri iktidarın aleyhine yazıyor. İktidar da başı sıkıştığında, milliyetçi hamasete sığınabiliyor.