Sırrı Süreyya Önder’in ardından taziye mesajları. Erdoğan: “Vefatından duyduğum üzüntüyü ifade ediyorum.” Bahçeli: “Ayrı dünya görüşlerine sahip olsak bile aynı ülkenin barış ve huzur dolu geleceğine kilitlenmiştik.” Özel: "Ömrünü barış yolunda harcadığına şahidiz." Öcalan: “Anadolu ve Türkmen geleneği büyük bir evladını yitirdi.” İmamoğlu: "Barış için harcadığı olağanüstü çabalarla hatırlayacağız." İbrahim Kalın: "Anadolu'nun bağrından çıkmış bir yüce gönüllüyü, bir âkil kişiyi kaybettik." Mazlum Kobani: "Halkların gönlünde yaşayacak."
İnsan öldüğünde bile hayalleri, projeleri, süreçleri devam etmek ister gibidir. İnsanın fenası (gelip geçiciliği), insan kalbinin köksalmışlığı ile çatışır. İnsanın bekası, kalıcılığı iyiliği ölçüsündedir. Kendi dışına akmasa, bir anlama dönüşmese, insan bir hiçtir.
Eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, hayatını kaybeden DEM Partili İmralı Heyeti üyesi Sırrı Süreyya Önder için, "Bir tane mezarın yok ki, on milyonların kalbine gömüleceksin. Hangi birini ziyaret edem, hangisine yüzüm sürem gardaş" dedi.
“Dünya ……. Günü” diye karşıma çıkan birçok önemli tarihi “Olmayana Ergi Metodu” ile idrak ediyorum artık. Pratik, ironiye de müsait. Arapçası da harika: “Abese ircâ”. Yani “saçmaya indirgeme”, abesliğini gösterme. Lafla yürütülen gemilerin limanında seçip alıyorum dillere destan lakırdılardan birisini… “Abes”liği kendiliğinden ortada. “Abesle iştigal” gibi geliyorsa, bu ortamda öyle sayılan uğraşılar da önemli.