Sonra sıra Türk Tabipler Birliği’ne geldi. Bahçeli bu konuda da yol göstericiydi: Ona göre Türk Tabipler Birliği, korona kadar tehlikeliydi. Derhal kapatılmalı, birliğin yöneticilerinden hesap sorulmalıydı. Anayasa Mahkemesi’nden çıkan bazı kararları onaylamayan Bahçeli’nin bu kurumu “uyumlu” hale getirmek için önerisi: “Anayasa Mahkemesi yeni hükümet sisteminin doğasına uygun şekilde yeni baştan yapılandırılmalıdır.”
Fransa’da eski Başbakan, eski ve yeni Sağlık Bakanı, Kamu Sağlığı Genel Müdürü ve eski hükümet sözcüsünün aralarında bulunduğu birçok üst düzey devlet görevlisinin evinde arama başlatıldı. Gerekçe, Covid hastası ve doktorlardan oluşan 90 kişinin, hükümeti “sağlık görevlisini koruyamama, salgının tehlikesinin bilinmesine rağmen gerekli önlemi almama ve DSÖ kılavuzuna uymamakla” suçlayarak şikayetçi olması. Gece sokağa çıkma yasağı ilan edilen Fransa’da günlük vaka sayısı rekor kırdı: 30 bin 621.
Erdoğan dün (14 Ekim) Türk Tabipleri Birliği’ni (TTB) hedef aldığı konuşmasında TTB yönetiminin “görevlerine mahkeme kararıyla son verilebileceğini” söyleyerek dikkat çekici bir mesaj verdi. TTB yasasındaki ek maddeye göre Sağlık Bakanlığı ya da Cumhuriyet Başsavcılığı “amaç dışında faaliyet” gerekçesiyle mahkemeye başvurup TTB yönetiminin görevine son verdirebilir.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Anayasa Mahkemesi’nin kararını tanımamasını eleştiren anayasa hukuku profesörü Kemal Gözler: “Uygulanmayan kural hukuk kuralı değildir. Bu cümlelerden oluşan metne de anayasa denemez. Anayasanın görünüşte olduğu bir devlet de haliyle hukuk devleti değildir.”
106 yıl sonra Şehir Tiyatroları’nın resmi programına giren ilk Kürtçe oyun olan Bêrû, “kamu düzenini bozabileceği” gerekçesiyle Gaziosmanpaşa Kaymakamlığı tarafından yasaklandı. İstanbul Valisi ve İçişleri Bakan yardımcısı yasağın sebebinin Kürtçe değil, “PKK propagandası” olduğunu öne sürdü. Bêrû’nun yönetmeni Nazmi Karaman iddialara Serbestiyet’te cevap verdi: “Dario Fo’nun metninde bir değişiklik yapmadık. Oyun Türkçe altyazılı. Üç yılda 100’e yakın kez oynadık. Polise oyunun tekstini verdik. Gelip izlediler. Terör propagandası olsa çoktan müdahale edilirdi.”